Translation of "Stili" in English

Onun stili garipti.

His style was awkward.

Bu onun stili değil.

It's not her style.

Beatles'ın saç stili heyecan yarattı.

The hair style of the Beatles created a sensation.

Ne tür saç stili istersiniz?

- How would you like your hair done?
- What kind of hair style would you like?

O doğal savunma stili egzersizi yaptı.

He practised the natural defence style.

Yeni saç stili Meryem'e çok yakışmış.

Mary's new hair style is most becoming.

Hemingway'in kötü bir yazma stili vardı.

Hemingway had a poor writing style.

Mary'nin yeni saç stili hakkında ne düşünüyorsun?

What do you think of Mary's new hairstyle?

Saç stili yakın zamanda gençler arasında popüler oldu.

The hairstyle soon became popular among young people.

- O evin stili benimkine benzer.
- O evin biçimi benimkine benzer.

The style of that house is similar to mine.

Amerikalı turist İtalyan stili dondurmada ısrar etti, zira o normal dondurma için çok yenilikçi idi.

The American tourist insisted on gelato, for he was too hipstery for regular ice cream.

1950'li yıllarda şehir Buenos Aires'in milangolarında yaygın olan tangoyu dans etme stilini tanımlamak için 'Milonguero stili tango' terimi 1990'ların başında uyduruldu.

The term ‘milonguero style tango’ was coined in the early 1990s to describe the style of dancing tango that was prevalent in the milongas of downtown Buenos Aires in the 1950s.