Translation of "Saç" in English

0.009 sec.

Examples of using "Saç" in a sentence and their english translations:

Saç kısa!

The hair is short!

Ne çirkin saç.

What ugly hair.

Kısa saç seviyorum.

I like short hair.

Saç modelimi değiştirdim.

I changed my hairstyle.

Saç tıraşın iyiydi.

Your haircut was fine.

Saç çizgim kayboluyor.

My hairline is receding.

Saç stilimi değiştirdim.

I changed my haircut.

- Tom'un saç çizgisinden uzaklaşıyorsun.
- Tom'un saç çizgisi basıktır.

Tom's hairline is receding.

Doğru! Çok fazla saç.

That's right, it's a lot of hair.

Saç stilimi beğendin mi?

Did you like my hairstyle?

Bilgelik gelince saç gider!

When wisdom comes, hair goes!

Bir saç tıraşı ol.

Get a haircut.

Nerede saç tıraşı olursun?

Where do you get a haircut?

Saç tıraşı olmam gerekiyor.

- I need to have a haircut.
- I need to get a haircut.

Kısa saç stilini severim.

- I like short hair.
- I like the short hairstyle.

Saç tıraşına ihtiyacın var.

- Your hair wants cutting.
- You need a haircut.

Açıkçası, saç kesimini sevmiyorum.

Frankly speaking, I don't like your haircut.

Saç tıraşı oldun mu?

Did you get a haircut?

Yeni saç rengini seviyorum.

I like your new hair color.

Saç tıraşı olmak istemiyorum.

I don't want to get a haircut.

Saç kestirme zamanı geldi.

It's time to get a haircut.

Çorbada bir saç var.

There's a hair in the soup.

Mary saç rengini değiştirdi.

- Mary changed her hair color.
- Mary changed the color of her hair.

Uzun saç bir başbelasıdır.

Long hair is a pain.

Doğal saç rengin nedir?

- What's your natural hair color?
- What is your natural hair colour?
- What is your natural hair color?

Sanırım saç tıraşı olmalısın.

- I think you should get a haircut.
- I think that you should get a haircut.

Senin saç stilini beğenmiyorum.

I don't like your hairstyle.

Dün saç tıraşı oldum.

I got a haircut yesterday.

- Bana bir saç fırçası gerekiyor.
- Bir saç fırçasına ihtiyacım var.

I need a hairbrush.

O bir saç tarafından kurtarıldı.

He was saved by a hair.

Saç kurutucunuzu ödünç alabilir miyim?

Can I borrow your hair drier?

Beatles'ın saç stili heyecan yarattı.

The hair style of the Beatles created a sensation.

Tom'un kırık saç telleri var.

Tom has split ends.

Birisi saç kurutma makinemi çaldı.

Somebody has stolen my hair dryer.

Ne tür saç stili istersiniz?

- How would you like your hair done?
- What kind of hair style would you like?

Başımdaki ilk beyaz saç burada.

Here's the first gray hair on my head.

Yeni saç kesimimi beğeniyor musunuz?

Do you like my new haircut?

Senin gözde saç sitilin nedir?

What's your favorite hair style?

Tom'un saç fırçasını ödünç aldım.

I borrowed Tom's hairbrush.

Tom'un saç tıraşına ihtiyacı yok.

Tom doesn't need a haircut.

Senin doğal saç rengin nedir?

- What's your natural hair color?
- What is your natural hair colour?
- What is your natural hair color?

Hâlâ saç tıraşı olmam gerekiyor.

I still need to get a haircut.

Kısa saç ona gerçekten yakışıyor.

Short hair really suits her.

Yıllardır aynı saç stiline sahibim.

I've had this same hairstyle for years.

Saç tıraş makineniz var mı?

Do you have hair clippers?

Bir saç tıraşı olman gerekiyor.

You need to get a haircut.

Saç tıraşı olmanın zamanı geldi!

It is time you had a haircut!

Saç kesimi yapmaktan hoşlanıyor musun?

Do you like giving haircuts?

Senin favori saç rengin nedir?

- What's your favorite color of hair?
- What's your favorite hair color?

Benim doğal saç rengim sarıdır.

My natural hair colour is blond.

Senin doğal saç rengin ne?

- What's your natural hair color?
- What is your natural hair colour?
- What is your natural hair color?

Uzun saç, böyle bir sıkıntıdır.

Long hair is such a bother.

Saç rengini değiştirirsen seninle evlenirim.

I'll marry you if you change your hair color.

Bir saç kesimine ihtiyacım yok.

I don't need a haircut.

Bu benim doğal saç rengim.

This is my natural hair color.

Sally saç stilini sürekli değiştiriyordu.

Sally was constantly changing her hairstyle.

Yaz tatilinde saç stilini değiştirdi.

She changed her hairstyle during summer vacation.

Uzun saç şimdi moda değil.

Long hair is out of fashion now.

Tom bir saç tıraşı oldu.

Tom got a haircut.

Tom bir saç modelleri tasarımcısı.

Tom is a hair stylist.

Cidden saç tıraşı olmam gerekiyor.

I really need to get a haircut.

Gerçekten bir saç tıraşı olmalısın.

You should really get a haircut.

Az önce saç tıraşı oldum.

I just got a haircut.

Tom'un yeni saç stilini seviyorum.

I like Tom's new hairstyle.

- Alopesi saç dökülmesi olarak da bilinir.
- Kellik saç kaybı olarak da bilinir.

Alopecia is also known as hair loss.

Saçları sahici olmalı, ek saç olmamalı."

must have real hair, no extensions."

Tom Mary'nin yeni saç modelini sevdi.

Tom liked Mary's new hairstyle.

Onun saç tıraşına gülmekten kendimi alamadım.

I couldn't help laughing at his haircut.

Kahverengi, onun doğal saç rengi değil.

Brown is not her natural hair color.

Bir saç kurutma makinesi getirdin mi?

Did you bring a hair dryer?

Tom yeni saç kesimini beğeniyor mu?

Does Tom like your new haircut?

Bence yeni saç rengin güzel görünüyor.

I think your new hair color looks good.

- Saçını kestirmelisin.
- Saç tıraşına ihtiyacın var.

- You should get your hair cut.
- Your hair wants cutting.
- Your hair needs cutting.
- You need a haircut.

Sarı saç ve mavi gözleri var.

He has blond hair and blue eyes.

Bazı sevimli kız saç modelleri nedir?

What are some cute girl hairstyles?

Tom saç fırçasını çekmeceye geri koydu.

Tom put the hairbrush back in the drawer.

Affedersin, garson. Çorbamda bir saç var.

Excuse me, waiter. There's a hair in my soup.

Kısa saç sana daha çok yakışıyor.

Short hair looks better on you.

Ben Nicki Minaj'ın saç rengini seviyorum.

I love the color of Nicki Minaj's hair.

Saç kurutma makinesini ödünç alabilir miyim?

Can I borrow the hair dryer?

Yeni saç stili Meryem'e çok yakışmış.

Mary's new hair style is most becoming.

Saç kurutma makineni ödünç alabilir miyim?

May I borrow the hair dryer?

Onun yeni saç modeli kulaklarını örtüyor.

Her new hairstyle covers her ears.

Sanırım saç tıraşı olmamın zamanı geldi.

I think it's about time for me to get a haircut.

Tom ve Mary'nin saç rengi aynı.

Tom and Mary have the same hair color.

Polis lavaboda bir sarı saç buldu.

The police found a blonde hair in the sink.

Ben Tom'un yeni saç stiline alışıyorum.

I'm getting used to Tom's new hair style.

Onlar, saç rengi hariç aynı görünüyorlar.

They look alike except for the color of their hair.

Senin saç tıraşı olmanın zamanı geldi.

It's high time you had a haircut.

Bilgeliğe sebep olan beyaz saç değildir.

It is not white hair that engenders wisdom.