Translation of "Soruların" in English

Soruların hepsini cevaplayamadım.

- I couldn't answer all the questions.
- I couldn't answer all of the questions.

Bütün soruların yanıtlanacak.

All your questions will be answered.

Soruların yarısını cevaplayamadım.

- I wasn't able to answer half the questions.
- I couldn't answer half the questions.

Soruların kolay olduğunu düşündüm.

I thought the questions were easy.

Tom soruların hepsini cevapladı.

Tom has answered all of the questions.

Bu soruların sorulması gerekir.

These questions need asking.

Hala soruların var mı?

Do you still have questions?

Tüm soruların cevapları var.

All questions have answers.

Bu soruların tümünü cevaplamalısın.

You have to answer all of these questions.

Soruların hepsi için cevaplarım yok.

I don't have the answers to all of the questions.

Hangi soruların olduğunu bize bildir.

Let us know what questions you have.

Sadece bazı soruların cevapları var.

Only some questions have answers.

- Soruların hepsine yanıt vermek zorunda değilsin.
- Soruların hepsine yanıt vermek zorunda değilsiniz.

You don't have to answer all of the questions.

Bilimciler bu soruların yanıtlarını bulmaya başladılar.

Scientists began to find answers to these questions.

Tom, Mary'ye soruların bir listesini verdi.

Tom handed Mary a list of questions.

Sormak istediğin başka soruların var mı?

Do you have any other questions you'd like to ask?

Konu hakkında başka soruların var mı?

Do you have any other questions about the matter?

Sadece verilmiş 30 dakikada, soruların hepsini cevaplayamazdık.

Given only thirty minutes, we couldn't answer all the questions.

Bana sormak istediğin başka soruların var mı?

Do you have any other questions you want to ask me?

- Bütün sorulara cevap veremedim.
- Soruların hepsini cevaplayamadım.

- I couldn't answer all the questions.
- I couldn't answer all of the questions.

Ben sadece Tom'un sorduğu soruların üçüne cevap verebilirim.

I could only answer three of the questions that Tom asked.

- Eğer sorularınız varsa, benimle iletişime geçin.
- Eğer soruların olursa benimle irtibat kur.

Contact me if you have any questions.