Translation of "Sormayacak" in English

Sormayacak mısın?

Aren't you going to ask?

Tom'a sormayacak mısın?

Aren't you going to ask Tom?

Ona soracak mısın sormayacak mısın?

- Are you going to ask him or not?
- Are you going to ask her or not?

Bana soracak mısın sormayacak mısın?

Are you going to ask me or not?

Ne yaptığımı sormayacak mısın ya?

Aren't you even going to ask me what I was doing?

Başkalarına soru sormayacak kadar çok gururludur.

He is too proud to ask others any question.

Tom'a soracak mısın yoksa sormayacak mısın?

Are you going to ask Tom or not?

Bana nerede olduğumu bile sormayacak mısın?

Aren't you even going to ask me where I was?

- Bir bayana yaşının sorulmayacağını bilecek kadar akıllı olmalısın.
- Bir bayana yaşını sormayacak kadar mantıklı olmalısın.

You should know better than to ask a lady her age.