Translation of "Sevme" in English

Birbirimizi sevme nedenimiz bu.

That's why we like each other.

İnsanlar beni sevme eğiliminde.

People tend to like me.

İnsanların seni sevme nedeni bu.

That's why people love you.

Aynı anda iki kişiyi sevme.

Don't love two people at the same time.

Bunu sevme tarzı tam budur.

That's just the way he likes it.

Tanrı bize sevme gücü verdi.

God gave us the power to love.

Sev veya sevme, bu ilacı almalısın.

You must take this medicine, whether you like it or not.

Demli ve koyu kahvemi sevme tarzımdır.

Dark and strong is how I like my coffee.

Her şeyden önce, kendini sevme görevini unutma.

Above all do not forget your duty to love yourself.

- Tom'u bu yüzden seviyorum.
- Tom'u sevme nedenim bu.

That's why I like Tom.

Sevme özgürlüğü, başkalarını sevmek demektir; gücü sevmek kendini sevmektir.

The freedom to love means to love others; to love power is to love oneself.

Yaşamak sevmektir ve sevmek acı çekmektir. Acı çekmek istemiyorsan sevme ama sevmiyorsan niçin yaşıyorsun ?

To live is to love and to love is to suffer. If you do not want to suffer, do not love. But if you do not love then what are you going to live for?