Translation of "Almalısın" in English

0.095 sec.

Examples of using "Almalısın" in a sentence and their english translations:

Yardım almalısın.

You need to get help.

Notlar almalısın.

You should take notes.

Elmayı almalısın.

You must take the apple.

İstediğini almalısın.

You should get what you want.

Biletini önceden almalısın.

You should buy your ticket in advance.

Sanırım vitaminler almalısın.

I think you should take vitamins.

Bir şemsiye almalısın.

You should take an umbrella.

Hatalarından ders almalısın.

You must learn from mistakes.

Gedip onu almalısın.

You have to go get it.

Sen ilacı almalısın!

You must take the medicine!

Bunu ciddiye almalısın.

You need to take this seriously.

Biraz şeker almalısın.

You need to buy some sugar.

Yüzme dersleri almalısın.

You should take swimming lessons.

Onu satın almalısın.

You should buy it.

Sen yardım almalısın.

You should get help.

Belki onu almalısın.

Maybe you should buy it.

Muhtemelen onu almalısın.

You should probably buy it.

Bir telesekreter almalısın.

You should buy an answering machine.

Gerçeği dikkate almalısın.

You must take the fact into consideration.

Sanırım işi almalısın.

I think you should take the job.

Şan dersleri almalısın.

You should take singing lessons.

- Sanırım bunu almalısın.
- Bence bunu almalısın.
- Bunu alman gerektiğini düşünüyorum.
- Bana kalırsa bunu almalısın.

I think you should buy this.

Onun yaşını dikkate almalısın.

You must take his age into account.

Sanırım testi tekrar almalısın.

I think you should take the test again.

Ona yeni oyuncaklar almalısın.

You should buy her new toys.

Belki bir silah almalısın.

Perhaps you should buy a gun.

Onun bir resmini almalısın.

You should get a picture of that.

Yanına bir şemsiye almalısın.

You should take an umbrella with you.

Artık paranı Tom'dan almalısın.

You should get your money from Tom now.

Annenin tavsiyesini dikkate almalısın.

You should take into consideration the advice of your mother.

Soğuk bir duş almalısın.

You need to take a cold shower.

Sen de bunu almalısın.

You should take this as well.

İşleri daha ciddiye almalısın.

You should take things more seriously.

Bu öksürük şurubunu almalısın.

You must take this cough syrup.

Boğayı boynuzlarıyla satın almalısın.

You must take the bull by the horns.

Bu kitabı satın almalısın.

You should buy this book.

Belki bir bisiklet almalısın.

Perhaps you should get a bicycle.

Belki kendi tavsiyeni almalısın.

Maybe you should take your own advice.

Kendine bir eyer almalısın

You should buy yourself a saddle.

Önümüzdeki pazartesiye kadar mektubu almalısın.

You should receive the letter by next Monday.

Sevmesen bile bu görevi almalısın.

Even if you do not like it, you must take charge of it.

Bunu biraz daha ciddiye almalısın.

You should take this a little more seriously.

İşini biraz daha ciddiye almalısın.

You should take your work a little more seriously.

Bu yüzden beni işe almalısın.

That's why you should hire me.

Onları hafta sonuna kadar almalısın.

You should receive them by the end of the week.

Bence Boston'daki o işi almalısın.

- I think you should take that job in Boston.
- I think that you should take that job in Boston.

Muhtemelen yiyecek bir şey almalısın.

You should probably buy something to eat.

Kendine yiyecek bir şey almalısın.

- You should buy yourself something to eat.
- You should get yourself something to eat.

Kendine yeni bir kravat almalısın.

You should buy yourself a new tie.

Kendine yeni bir bıçak almalısın.

You should buy yourself a new knife.

Bunu kendin için satın almalısın.

You should buy it for yourself.

Gerçekten yeni bir araba almalısın.

You really should buy a new car.

Belki birkaç gün izin almalısın.

Maybe you should take a few days off.

Bugün yanına bir şemsiye almalısın.

You should take an umbrella with you today.

Onun ne söylediğini dikkate almalısın.

You should take account of what he said.

Bunlardan birini gerçekten satın almalısın.

You should really buy one of these.

Belki de kendi tavsiyeni almalısın.

- Perhaps you should take your own advice.
- Maybe you should take your own advice.

Tom'a bazı yeni oyuncaklar almalısın.

You should buy Tom some new toys.

Belki bir zeka testi almalısın.

Maybe you should take an intelligence test.

- Bence biraz izin almalısın.
- Bence biraz izin almalısınız.
- Bence bir süreliğine izin almalısın.

I think you should take some time off.

Biraz öksürük ilacı ve aspirin almalısın.

You should buy some cough medicine and aspirin.

Şimdi kendine yeni bir araba almalısın.

You should get yourself a new car now.

Otobüse binmek için bir bilet almalısın.

You must buy a ticket to get on the bus.

Performansını yargılarken onun yaşını dikkate almalısın.

You must take his age into account when you judge his performance.

Onun yerine ona hediye kartı almalısın.

You should buy her a gift card instead.

Sev veya sevme, bu ilacı almalısın.

You must take this medicine, whether you like it or not.

Yanına bir matara dolusu su almalısın.

You should take a canteen full of water with you.

Anne ve babanın tavsiyesini ciddiye almalısın.

You must take your parents' advice seriously.

Muhtemelen giymek için bir şapka almalısın.

You should probably buy a hat to wear.

Gerçekten Tom için bir şey almalısın.

You really should buy something for Tom.

Tom için gerçekten bir hediye almalısın.

You really should buy a gift for Tom.

Burası için bazı yeni mobilyalar almalısın.

You need to get some new furniture for this place.

Bu sabah yanına bir şemsiye almalısın.

You should take an umbrella with you this morning.

Önemli görünen her şeyi not almalısın.

You should write down whatever seems to be important.

Yanına şemsiye almalısın; çünkü yağmura benziyor.

You should take an umbrella with you because it looks like rain.

Onu tamir edemezsin. Yeni bir tane almalısın.

You can't fix it. You should buy a new one.

Allahın sana verdiğini almalısın ve tadını çıkarmalısın.

You must take what God gives you and make the most of it.

Yağmur yağma ihtimaline karşın şemsiyeni yanına almalısın.

You should take your umbrella with you in case it rains.

Anneler günü için annene bir şey almalısın.

You should buy your mother something for Mother's Day.

Sen de Tom için bir tane almalısın.

You should buy one for Tom, too.

Önlemleri almadan önce zor koşulları dikkate almalısın.

Before taking the measures you must take account of the difficult circumstances.

Başkalarının hayatını tatsız yapmadan hayatından zevk almalısın.

You should enjoy your life without making others' lives unpleasant.

Tom'a doğum günü için bir şey almalısın.

You should buy Tom something for his birthday.

Gelecek sefer daha büyük bir boyut almalısın.

Next time, you should buy a larger size.

Yağmurun yağması ihtimaline karşı bir şemsiye almalısın.

You should take an umbrella in case it rains.

- Yiyecek bir şey almalısın.
- Yiyecek bir şey almalısınız.

You should get something to eat.

- Sanırım onu almalısın.
- Bence onu satın alman gerek.

I think you should buy it.

Onun çok genç olduğu gerçeğini göz önüne almalısın.

You must take into account the fact that he is too young.

Uzun bir kuyruk, bu yüzden bir numara almalısın.

It's a long queue so you must take a number.

Amerika Birleşik Devletlerinde eğitim görmek istiyorsan bir öğrenci vizesi almalısın.

If you want to study in the United States, you need to get a student visa.

Karına bazı çiçekler almalısın ve onu akşam akşam yemeğine götürmelisin.

You should buy your wife some flowers and take her out to dinner.

- Bunu almalısın.
- Bunu almak zorundasın.
- Bunu alman gerekiyor.
- Bunu alman lazım.

You have to take this.

- Bence Tom'un teklif ettiği işi almalısın.
- Bence Tom'un teklif ettiği işi almalısınız.

I think you should take the job Tom is offering you.

Ben onu dün dışarıya gönderdim ve bu yüzden onu yarın geri almalısın.

I sent it out yesterday, and so you should get it tomorrow.