Translation of "Sakal" in English

0.009 sec.

Examples of using "Sakal" in a sentence and their english translations:

Sakal gitti!

The beard's gone!

Sakal nerede?

Where's the beard?

Sakal bırakıyorum.

I'm growing a beard.

Bence sakal bırakmalısın.

I think you should grow a beard.

Tekrar sakal bırakıyorum.

I'm growing a beard again.

Tom sakal bıraktı.

Tom has grown a beard.

Sakal mı bırakıyorsun?

Are you growing a beard?

Sakal filozof yapmaz.

- The beard does not make the philosopher.
- A beard does not make a philosopher.
- A beard doesn't make a philosopher.

Tom sakal uzatıyor.

Tom is growing a beard.

Ben sakal bıraktım.

I've grown a beard.

Neden sakal uzatmıyorsun?

Why don't you grow a beard?

- Sakal mı bırakmaya çalışıyorsun?
- Sakal bırakmaya mı çalışıyorsun?

Are you trying to grow a beard?

Ben orduda sakal bırakamam.

I cannot grow a beard in the army.

Hiç sakal bıraktın mı?

Have you ever grown a beard?

Tom yine sakal büyütüyor.

Tom is growing a beard again.

O, tatildeyken sakal uzattı.

He grew a beard while he was on holiday.

Geçen yaz sakal bıraktım.

I grew a beard last summer.

Ben hâlâ sakal bırakamıyorum.

I still can't grow a beard.

Ben hiç sakal bırakmadım.

I've never had a beard.

Sami yapay sakal takmıştı.

Sami wore an artificial beard.

Tom sakal bırakmaya başladı.

Tom has started growing a beard.

O bir sakal bırakmayı düşündü ama sakal bırakma fikrinden vazgeçti.

- He thought of growing a beard but gave that up.
- He thought about growing a beard, but gave up the idea of growing one.

Sakal uzatırsan Tom'a çok benzersin.

If you'd grow a beard, you'd look a lot like Tom.

O takma sakal, değil mi?

That's a fake beard, isn't it?

Tom uzun bir sakal bıraktı.

Tom grew a long beard.

Tom hala bir sakal bırakamıyor.

Tom still can't grow a beard.

Bu mağazanın müdürü sakal uzatıyor.

The manager of this store is growing a beard.

Tom Yaz boyunca sakal uzattı.

Tom grew a beard over the summer.

Tom, bütün yaz sakal uzatmaktadır.

Tom has been growing a beard all summer.

Sakal bırakmaya çalışıyormuşsun gibi görünüyor.

It looks like you're trying to grow a beard.

Saçın mı dökülüyor? Sakal bırak.

Loosing hair on your head? Grow a beard.

Tom sakal ve bıyık bıraktı.

Tom grew a beard and mustache.

O sakal uzatmayı düşündü ama vazgeçti.

He thought of growing a beard but gave that up.

Daha olgun görünmek için sakal uzattı.

He grew a beard to look more mature.

Tom'un sakal bırakmaya başladığını fark ettim.

I noticed that Tom has started growing a beard.

Tom yaz tatili boyunca sakal bıraktı.

Tom grew a beard over the summer break.

Kocanın sakal bıraktığını görmek ister misin?

Would you like to see your husband grow a beard?

Kara sakal en ünlü korsanlardan biridir.

Blackbeard is one of the most famous pirates.

Kara sakal çok ünlü bir korsandı.

Blackbeard was a very famous pirate.

Bu şimdiye kadar ilk kez sakal bırakışım.

This is the first time I've ever grown a beard.

Tom'un sakal ile daha iyi göründüğünü düşünüyorum.

- I think Tom looks better with a beard.
- I think that Tom looks better with a beard.

- Ben sakalımı tıraş edemem.
- Ben sakal tıraşı olamam.

I cannot shave my beard.

Tom sakal bırakmayı düşündü ama bırakmamaya karar verdi.

Tom thought of growing a beard, but decided not to.

O onunkinden daha dolgun bir sakal hiç görmedi.

She had never seen a fuller beard than his.

Tom'un sakal tıraşı olmadan önce daha iyi göründüğünü düşünüyorum.

- I think Tom looked better before he shaved his beard off.
- I think Tom looked better before he shaved off his beard.
- I think that Tom looked better before he shaved off his beard.
- I think that Tom looked better before he shaved his beard off.

- Hiç sakalını tıraş ettin mi?
- Hiç sakal tıraşı oldun mu?

Have you ever shaved your beard?

Bütün bilge adamların sakalları olduğunu düşündüğü için Tom sakal bıraktı.

Tom grew a beard because he thought that all wise men had beards.

- Kırk satırla kırk katır arasında.
- Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık.

Between Scylla and Charybdis.

Sanırım Tom'un beni tanımamasının sebebi, beni son gördüğünde sakal bırakmış olmamdı.

- I think the reason Tom didn't recognize me was because I had a beard the last time he saw me.
- I think the reason that Tom didn't recognize me was because I had a beard the last time he saw me.
- I think that the reason that Tom didn't recognize me was because I had a beard the last time he saw me.

İzni olmadan onun elektrikli sakal düzenleyicisini kullanırsam Tom'un bundan çok hoşlanacağını sanmıyorum.

- I don't think Tom would like it very much if I used his electric beard trimmer without his permission.
- I don't think that Tom would like it very much if I used his electric beard trimmer without his permission.

- Bizi gömdüler, ama tohum olduğumuzu unuttular.
- Bizi kestiler, ama kesildikçe sakal gibi daha gür çıkacağımızı unuttular.

They buried us but they forgot we are seeds.

- Biz ev sahibesine kirayı ödersek, yiyecek için hiç paramız olmayacak; aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık.
- Biz ev sahibesine kirayı ödersek, yiyecek için hiç paramız olmayacak; iki ucu boklu değnek.
- Biz ev sahibesine kirayı ödersek, yiyecek için hiç paramız olmayacak; iki arada bir derede.

If we pay the rent to the landlady, we won't have any money for food; we are between the devil and the deep blue sea.