Translation of "Planından" in English

0.006 sec.

Examples of using "Planından" in a sentence and their english translations:

Bana planından bahset.

Tell me about your plan.

Planından bahsetmemeyi başardı.

She managed not to mention her plan.

Tom planından vazgeçmedi.

Tom didn't give up on his plan.

Onun planından vazgeçilmemelidir.

His plan ought not to be abandoned.

O, ona planından bahsetti.

He told her about his plan.

Tom, Mary'nin planından etkilendi.

Tom was impressed by Mary's plan.

Pikniğe gitme planından vazgeçtik.

We abandoned the plan to go on a picnic.

Bize senin planından bahset.

Tell us about your plan.

Onun planından hiç haberim yok.

I am quite ignorant of his plan.

Ona suikast yapılacağı planından habersizdi.

He was ignorant of the plot to assassinate him.

Sana planından bahsedince şaşırdın mı?

When she told you her plan, were you taken aback?

- Planını bilmiyordum.
- Planından haberim yoktu.

I was ignorant of your plan.

Tom, Mary'ye planından söz etti.

Tom told Mary about his plan.

Jefferson planından vazgeçmeye hazır değildi.

Jefferson was not ready to give up his plan.

Tom'un günlük planından bir kopya istiyorum?

I want a copy of Tom's daily schedule.

Onu planından vazgeçirmeye çalışmanın faydası yok.

It is no use trying to talk him out of his plan.

Tom bir fabrika yapma planından vazgeçti.

Tom abandoned his plan to build a factory.

Tom'un planını Mary'nin planından daha çok seviyorum.

I like Tom's plan better than Mary's plan.

John'un bana Avrupa'ya gitme planından bahsetmesi sadece dündü.

It was only yesterday that John told me about his plan to go to Europe.

Sam'i sadece başarısız olacak planından vazgeçmesi için ikna etmeye çalıştım,

I tried to persuade Sam to give up his plan, only to fail.

Bay Suziki oğlunu yurt dışında eğitim görme planından vazgeçmesi için ikna etti.

- Mr Suzuki persuaded his son to drop his plan to study abroad.
- Mr. Suzuki persuaded his son to drop his plan to study abroad.
- Mr. Suzuki persuaded his son to give up his plan to study abroad.

Bay Suzuki oğlunu yurt dışında eğitim görme planından vazgeçmesi için ikna etti.

Mr. Suzuki persuaded his son to drop his plan to study abroad.

- Tom hücre arkadaşına kaçış planını anlattı.
- Tom koğuş arkadaşına firar planından bahsetti.

Tom told his cellmate about his plans to escape.