Translation of "Objektif" in English

0.003 sec.

Examples of using "Objektif" in a sentence and their english translations:

Tom objektif görünüyor.

Tom seems objective.

Tamamen objektif olmayabilirim.

I may not be completely objective.

Sadece objektif kal.

Just stay objective.

Objektif kalmak zordur.

It's hard to stay objective.

Metinler hiç objektif değiller.

Texts are never objective.

- Sen tarafsızsın.
- Objektif birisin.

You're objective.

- Tarafsız ol.
- Objektif ol.

Be objective.

- Sen tarafsız mısın?
- Objektif misin?

Are you objective?

Değerlendirme her zaman objektif değildir.

Valuation is not always objective.

Hemşirelerin, hastaları hakkında objektif olmaları zordur.

It's hard for nurses to be objective about their patients.

Benim kültürüm objektif olarak onlarınkinden daha üstün.

My culture is objectively superior to theirs.

Objektif olarak bakınca, onun görüşleri rasyonalizmden epey uzak.

From an objective viewpoint, his argument was far from rational.

- Objektif olduğumu düşünüyorum.
- Nesnel olduğumu düşünüyorum.
- Sanırım objektifim.
- Bence objektifim.

I think I'm objective.

Bu ilk elden referansların bazılarına kontrol edin. Mümkün olduğunca objektif olmalıyım.

Check out some of these first-hand testimonials. I have to be as objective as possible.