Translation of "Muhtaç" in English

Çocuklar sana muhtaç.

The children are in need of you.

Tom çok muhtaç.

Tom is very needy.

Tüm açıklama izaha muhtaç.

The entire statement is in need of explanation.

Tom bütünüyle ailesine muhtaç.

Tom is totally dependent on his parents.

O, ebeveynlerine muhtaç değil.

He is not dependent on his parents.

Muhtaç arkadaşlarına asla sırtını dönmez.

He never turns his back on a friend in need.

Tom yiyeceğe muhtaç gibi gözüküyor.

Tom seems to be hard up for food.

Tom çok yardıma muhtaç görünüyordu.

Tom seemed awfully needy.

Tom çok yardıma muhtaç görünüyor.

Tom seems awfully needy.

Tom biraz muhtaç, değil mi?

Tom is kind of needy, isn't he?

- Tom anne-babasının bakımına muhtaç.
- Tom anne-babasına muhtaç.
- Tom anne-babasına bağımlı.

Tom is dependent on his parents.

Ben sağken hiçbir şeye muhtaç olmayacaksın.

You'll want for nothing while I am alive.

Tom'un bu kadar muhtaç olacağını düşünmemiştim.

I didn't think Tom would be so needy.

Tomi Mary'nin göründüğü kadar muhtaç görünmüyor.

Tom doesn't seem to be as needy as Mary seems to be.

- Yardıma ihtiyacımız olabilir.
- Yardıma muhtaç olabiliriz.

We may need help.

Bu depresyon salgınında yardıma muhtaç çok insan var.

And in this epidemic of depression, there are so many people in need,

Köydeki insanların aslında doktora ne kadar muhtaç olduğu

how much people in the village actually need a doctor

Şimdi muhtaç durumda 20.000 aile kaldı, yani oran %0,5.

Now we have 20,000 destitute families. That's 0.5%.

Hayırsever, servetini muhtaç insanlara yardımcı olmak için kullanmaya çalıştı.

The philanthropist tried to use her wealth to help people in need.

- Tom'un yardıma ihtiyacı olduğunu bilmiyorduk.
- Tom'un yardıma muhtaç olduğunu bilmiyorduk.

We didn't know Tom needed help.

Ben gerçekten muhtaç olduğumu söylemek istedim ve eğer bana yardım edebilirsen lütfen öyle yap.

I wanted to say that I'm really needy and if you can help me, please do so.

- Tom ve Mary birbirlerine bağımlı hale geldiler.
- Tom ve Mary birbirlerine muhtaç hale geldiler.

Tom and Mary became dependent on each other.