Translation of "Arkadaşlarına" in English

0.016 sec.

Examples of using "Arkadaşlarına" in a sentence and their english translations:

Arkadaşlarına İngilizce öğretir.

He teaches English to his friends.

Suçu arkadaşlarına attı.

He fixed the blame on his friends.

Arkadaşlarına selam söyle.

Say hello to your friends.

Arkadaşlarına selamlarımı söyle.

Give my regards to your folks.

Arkadaşlarına yardım etmelisin.

You should help your friends.

Arkadaşlarına bahsetmeleri daha olası.

and more likely to refer friends,

İnsan arkadaşlarına ihanet etmemeli.

One shouldn't betray one's friends.

Arkadaşlarına karşı doğru olmalısın.

You should be true to your friends.

Arkadaşlarına haberi söyledin mi?

Did you tell the news to your friends?

O bazı arkadaşlarına yazıyor.

He is writing to some friends of his.

O, köpeği arkadaşlarına verdi.

She gave the dog to her friends.

O, arkadaşlarına karşı cömerttir.

He is generous to his friends.

Arkadaşlarına yazmakla çok meşgul.

He is very busy writing to his friends.

Onun sırrını arkadaşlarına söyledi.

He betrayed her secret to his friends.

Tatoeba'yı arkadaşlarına gösteriyor musun?

Do you show Tatoeba to your friends?

O, arkadaşlarına sırrını anlattı.

He told his friends his secret.

Tom Mary'yi arkadaşlarına tanıştırdı.

Tom introduced Mary to his friends.

Arkadaşlarına yardım etmek istedi.

She wanted to help her friends.

Arkadaşlarına yardımcı olmak istedi.

He wanted to help her friends.

O, arkadaşlarına İngilizce öğretir.

He teaches his friends English.

Tom masadaki arkadaşlarına katıldı.

Tom joined his friends at the table.

O, arkadaşlarına yardım etti.

She helped her friends.

Tom arkadaşlarına Fransızca öğretiyor.

Tom teaches his friends French.

Lütfen arkadaşlarına ondan bahset.

Please tell your friends about it.

Sen arkadaşlarına yardım etmelisin.

You must help your friends.

Tom arkadaşlarına elveda dedi.

Tom said goodbye to his friends.

Sami arkadaşlarına yardım sağladı.

Sami helped his friends out.

Tom arkadaşlarına Fransızca öğretti.

- Tom taught French to his friends.
- Tom taught his friends French.

Sırrı arkadaşlarına söylemiş bulundu.

He happened to let out the secret to his friends.

- Sınıf arkadaşlarına daima sorunlar getirdi.
- Her zaman sınıf arkadaşlarına sorunlar getirdi.

He always brought problems to his classmates.

Patty Kanada'da arkadaşlarına yazmayı bitirdi.

Patty finished writing to her friends in Canada.

Tom sırrı arkadaşlarına tesadüfen verdi.

Tom happened to let out the secret to his friends.

O, arkadaşlarına karşı zorbalık yapardı.

He used to bully his friends.

Muhtaç arkadaşlarına asla sırtını dönmez.

He never turns his back on a friend in need.

Lütfen beni yeni arkadaşlarına tanıt.

Please introduce me to your new friends.

Tom Mary'yi bütün arkadaşlarına tanıştırdı.

Tom introduced Mary to all his friends.

Tom beni bütün arkadaşlarına tanıştırdı.

Tom introduced me to all his friends.

Tom yardım için arkadaşlarına döndü.

Tom turned to his friends for help.

Dan ırkçı fikirlerini arkadaşlarına övdü.

Dan touted his racist ideas to his friends.

Sınıf arkadaşlarına ayak uydurmaya çalışıyor.

He tries to keep abreast of his classmates.

Arkadaşlarına gitmek zorunda olduklarını söyle.

Tell your friends they have to leave.

Zaten tüm arkadaşlarına söylemedin mi?

Have you already told all your friends?

Tavsiye için, yakın arkadaşlarına güvenirdi.

For advice, he depended on close friends.

İlk kez arkadaşlarına ihanet etti.

She betrayed her friends for the first time.

Sen arkadaşlarına yardım etmek zorundasın.

You have to help your friends.

Neden sınıf arkadaşlarına merhaba demiyorsun?

Why don't you say hi to your classmates?

Verdiğimiz partiden bütün arkadaşlarına bahset.

Tell all your friends about the party we're having.

Tom arkadaşlarına yardım etmek istedi.

Tom wanted to help his friends.

Tom sınıf arkadaşlarına zorbalık yaptı.

Tom bullied his classmates.

Tom tüm arkadaşlarına hediye aldı.

Tom bought gifts for all his friends.

Arkadaşlarına hiç et yemediğini söylemiş.

He told his friends that he never ate meat.

Sonrasında iş arkadaşlarına bir email gönderdi.

He then sent an internal email to his coworkers.

Her şeyin ötesinde arkadaşlarına sadık olmalısın.

You must, above all, be faithful to your friends.

O, arkadaşlarına ihanet edecek son kişidir.

He is the last person to betray his friends.

O, sınıf arkadaşlarına ayak uydurmaya çalışıyor.

- He tries to keep abreast of his classmates.
- He tries to make sure he doesn't fall behind his classmates.
- He tries to keep up with his classmates.

Jimmy onunla alay eden arkadaşlarına alıştı.

Jimmy was accustomed to his friends making fun of him.

O, bütün sınıf arkadaşlarına karşı samimidir.

He's friendly with all his classmates.

O, para için arkadaşlarına ihanet etti.

She betrayed her friends for money.

Tom arkadaşlarına hiç et yemediğini söyledi.

- Tom told his friends that he never eats meat.
- Tom told his friends he never eats meat.

Sorunlarının olduğu zamanlarda arkadaşlarına yardım etmelisin.

You should help your friends when they're in trouble.

Tom arkadaşlarına sempati için başvuruda bulundu.

Tom appealed to his friends for sympathy.

Tom Mary'nin tüm arkadaşlarına karşı nazikti.

- Tom was nice to all Mary's friends.
- Tom was nice to all of Mary's friends.

Mary tüm arkadaşlarına nişan yüzüğünü gösterdi.

Mary showed all her friends her engagement ring.

Tom sınıf arkadaşlarına ayak uydurmaya çabaladı.

Tom struggled to keep up with his classmates.

Bu ifadeyi en iyi arkadaşlarına ada.

Dedicate this phrase to your best friends.

Tom arkadaşlarına ev ödevlerinde yardım etti.

Tom helped his friends with their homework.

- Arkadaşlarına bunu anlat.
- Arkadaşlarınıza bunu anlatın.

Tell your friends about it.

Bu, onun, arkadaşlarına olan bağlılığını gösteriyor.

This shows his loyalty to his friends.

Birçokları para için arkadaşlarına ihanet etti.

Many betrayed their friends for money.

Tom arkadaşlarına asla et yemediğini söyledi.

Tom told his friends that he never ate meat.

Leyla arayıp arkadaşlarına haberleri izlemelerini söylüyordu.

Layla was calling and telling her friends to watch the news.

- Tom acı çektiğini arkadaşlarına asla haber vermez.
- Tom acı içinde olduğunu arkadaşlarına asla haber vermez.

Tom never let his friends know that he was in pain.

Tom haftada bir kez arkadaşlarına Fransızca öğretir.

Tom teaches French to his friends once a week.

"Tom ne yapıyor?" "Sanırım arkadaşlarına mesaj çekiyor."

"What is Tom doing?" "I think he's texting his friends."

Mary arkadaşlarına mesaj gönderirken bütün gece uyumadı.

Mary stayed up all night texting her friends.

Gerçek bir beyefendi asla arkadaşlarına ihanet etmez.

- A true gentleman would not betray his friends.
- A true gentleman never betrays his friends.

John, sınıf arkadaşlarına yetişmek için çok çalışmalıdır.

John must work hard to catch up with his classmates.

O, yeni bisikletini arkadaşlarına göstermek için istekliydi.

He was eager to show off his new bicycle to his friends.

Tom bütün gece arkadaşlarına mesaj göndererek uyumadı.

Tom stayed up all night texting his friends.

Arkadaşlarına ayak uydurmadığı için, o sonunda geride kaldı.

Unable to keep up with his friends, he fell behind at last.

Onların başı belada olduğunda arkadaşlarına yardım etmen gerekiyor.

You're supposed to help your friends when they're in trouble.

Kenji Hindistan yolculuğu hakkında arkadaşlarına bir hikaye anlattı.

Kenji told his friends a story about his trip to India.

Tom ve Mary bütün arkadaşlarına düğün davetiyelerini postaladı.

Tom and Mary mailed wedding invitations to all of their friends.

Tom arkadaşlarına teşekkür etti, veda etti ve gitti.

Tom thanked his friends, said goodbye, and left.

- Bencilliğin sana arkadaşlarına mâl olacak.
- Bencilliğin sana arkadaşlarını kaybettirecek.

Your selfishness will lose you your friends.

Bir kişinin nasıl biri olduğunu onun arkadaşlarına bakarak söyleyebilirsin.

You can tell what a person is like by looking at his friends.

O, sınıf arkadaşlarına yetişmek için çok çalışmak zorunda kaldı.

She had to study hard to catch up with her classmates.

Mary arkadaşlarına Tom'un kendisinden hoşlanıp hoşlanmadığını düşünüp düşünmediklerini sordu.

Mary asked her friends if they thought Tom liked her.

Çocuğun okul arkadaşlarına karşı davranışı ve tutumu ibret vericiydi.

The child's behaviour and attitude towards his fellow students was exemplary.

Tom arkadaşlarına yaşamak için bir yer bulmalarına yardım etti.

Tom helped his friends find a place to live.

Her zaman sınıf arkadaşlarına gösteriş yapan türde bir çocuktu.

He was the kind of kid who was always showing off to his classmates.

Tom arkadaşlarına vermek için Çin'de yapılmış bir miktar cibinlik aldı.

Tom bought some mosquito nets made in China to give to his friends.

"Juma arkadaşlarına yardım edecek. Ya Hamisi?" "Hayır, o onlara yardım etmeyecek."

"Juma will help his friends. How about Hamisi?" "No, he will not help them."

Tom kadınların her zaman her şeyi en iyi arkadaşlarına söylediklerini düşünüyor.

- Tom thinks that women always tell their best friends everything.
- Tom thinks women always tell their best friends everything.

O insanları topluma kazandırmanın yolu ise bizlere yani o kişilerin arkadaşlarına düşüyor

the way to bring those people into society falls on us, their friends.

Mary arkadaşlarına mesaj atarak ya da e-posta yazarak telefonunda çok zaman harcar.

Mary spends a lot of time on her phone, texting and e-mailing her friends.

Tom hiç kimseye güvenmez: ne arkadaşlarına, ne eşine, ne çocuklarına ne de kendine bile.

Tom doesn't trust anyone: not his friends, nor his wife, nor his children, nor even himself.

Tom hiç kimseye güvenmez: ne arkadaşlarına, ne karısına, ne çocuklarına, ne de kendine bile.

Tom doesn't trust anyone: neither his friends, nor his wife, nor his children, nor even himself.