Translation of "Görünüyordu" in Arabic

0.012 sec.

Examples of using "Görünüyordu" in a sentence and their arabic translations:

...mükemmel görünüyordu.

‫...مثاليًا نوعًا ما في الغاية.‬

- Gemiler boş görünüyordu.
- Tekneler boş görünüyordu.

بدت تلك السّفن شاغرة.

Çok tuhaf görünüyordu.

بدت غريبة جدًّا.

Çok şaşırmış görünüyordu.

بدت مندهشة جدا.

Karım şaşırmış görünüyordu.

تفاجأت زوجتي.

Grace kızgın görünüyordu.

بدت جريس غاضبة.

O yalnız görünüyordu.

بدت وحيدة.

Tom sıkılmış görünüyordu.

بدى توم ضجرا.

Leyla mükemmel görünüyordu.

بدت ليلى رائعة.

Leyla uykulu görünüyordu.

بدت ليلى نعسانة.

Leyla heyecanlı görünüyordu.

بدت ليلى متحمّسة.

Sami sinirlenmiş görünüyordu.

بدا سامي مستاءا.

Sami havalı görünüyordu.

بدا سامي لطيفا.

Hitomi çok mutlu görünüyordu.

تبدو هتُمي سعيدة جداً.

Tom zenginmiş gibi görünüyordu.

بدا توم وكأنه ثري.

Zaman durmuş gibi görünüyordu.

بدى الأمر وكأن الزمن توقف.

Bir şey yanlış görünüyordu.

كان ثمّة أمر لم يبدو على ما يرام.

Fadıl tamamen normal görünüyordu.

بدا سامي عاديّا جدّا.

Sami hala telaşlı görünüyordu.

- بدى سامي مضطربا.
- بدا سامي مضطربا.

Sami hala tedirgin görünüyordu.

كان سامي لا يزال يبدو قلقا.

Sami altüst olmuş görünüyordu.

بدا سامي مستاءا.

Astronomik bir rastlantı gibi görünüyordu

صدفة فلكية،

Çok memnun görünüyordu ve gülümsüyordu.

لقد بدت مستمعة جداً، كانت تضحك.

Bunu yapmak bize düşmüş görünüyordu.

إذا يبدو هذا من واجبنا الآن.

Onun şapkası çok komik görünüyordu.

بدت قبعتها مضحكة جداً.

Sami çok keyfi kaçmış görünüyordu.

بدا سامي مستاءا جدّا.

Biraz daha iyi görünüyordu, aldırmayı bırakmıştı.

بدت أفضل حالاً من قبل لكن لم تعد تكترث

Binlerce at ve şövalye korkmuş görünüyordu.

هرعوا إلى الأمام في انسجام تام، لقد كان مشهدًا مرعبًا.

Sanki bir şey olmamış gibi görünüyordu.

بدى و كأن شيئا لم يحدث.

Sami sersemlemiş ve kafası karışmış görünüyordu.

بدا سامي مذهولا و مشوّشا.

Hikâyede takılı kalmıştım her şey trajik görünüyordu.

اندمجت في تلك القصة فكل ما حدث كان تراجيدياً محزناً

O sanki günlerce yemek yememiş gibi görünüyordu.

بدت و كأنها لم تأكل منذ أيام.

O, yapmak istediği şey hakkında kararsız görünüyordu.

يبدو غامضا حول ما أراد فعله.

Leyla masum görünüyordu ama sevmek için tehlikeliydi.

كانت ليلى تبدو بريئة لكنّ الوقوع في حبّها كان أمرا خطيرا.

Fadıl çok yumuşak bir adammış gibi görünüyordu.

بدى فاضل رجلا حسن الخلق.

Hep en yüksek notları alan biri gibi görünüyordu.

ويحصل غالبًا على أعلى درجة في صفه

Rus merkezi kargaşa içindeydi… ve kırılmaya yakın görünüyordu.

كان المركز الروسي في حالة من الفوضى ... و بدا على وشك الانهيار.

İş oldukça basit görünüyordu, ama benim bir haftamı aldı.

بدى ذلك العمل سهلا جدا، لكني استغرقت فيه أسبوعا.

Ama Napolyon'un saltanatı sona ermiş gibi görünüyordu askeri yenilgiyi reddetmek.

ولكن يبدو أن عهد نابليون سينتهي في هزيمة عسكرية فادحة.

Çünkü o dönemde o kadar çok imkansız bir şey görünüyordu ki

لأن شيئًا بدا مستحيلًا في ذلك الوقت

Sanki yemek salonunda otururken yemek salonunun devamı varmış gibi görünüyordu duvarda

بدا الأمر كما لو كانت غرفة الطعام مستمرة أثناء الجلوس في غرفة الطعام على الحائط.

Ve on yılın sonundan önce aya bir astronot indirmeleri mümkün görünüyordu .

يهبطوا برائد فضاء على سطح القمر قبل نهاية العقد.

Bütün bu olan bitenden sonra Hannibal yolu zorlamayı düşünmüş gibi görünüyordu.

بدى الأمر أن حنبعل قرر الخروج من مكانه.

Savaş devam etti ve Ocak 1814'e kadar Napolyon durum daha da kötü görünüyordu.

استمرت الحرب ، وبحلول يناير 1814 ، نابليون بدا الوضع أسوأ.