Translation of "Kullanmalısın" in English

Deodorant kullanmalısın.

You should use deodorant.

- Vaktini verimli kullanmalısın.
- Süreni verimli kullanmalısın.

You have to use your time efficiently.

Parayı akıllıca kullanmalısın.

You have to use the money wisely.

Bir deodorant kullanmalısın

You should use a deodorant.

Gerçekten bizimle kullanmalısın.

You really should talk to us.

Sermayeni iyi şekilde kullanmalısın.

You must employ your capital well.

Sen zamanını iyi kullanmalısın.

You should make good use of your time.

Kesinlikle seçimlerde oy kullanmalısın.

You must certainly vote in the elections.

Kağıt torbaları tekrar tekrar kullanmalısın.

You should use the paper bags again and again.

Boş zamanını daha iyi kullanmalısın.

You should make better use of your free time.

Coğrafya okurken sürekli harita kullanmalısın.

In studying geography, you must make constant use of maps.

Coğrafya öğrencisi isen, sürekli harita kullanmalısın.

In studying geography, you must make constant use of maps.

Pasta yaparken yumurta, tereyağ ve şeker kullanmalısın.

When making a cake, you must use eggs, butter and sugar.

Bu vidaları sökmek istiyorsan bir tornavida kullanmalısın.

If you want to unscrew these screws, you should use a screwdriver.

Bir rezervasyonu almak için onun adını kullanmalısın.

In order to get a reservation, you must use her name.

Yeteneğini göstermek için bu az bulunur fırsatı en iyi şekilde kullanmalısın.

You should make the most of this rare opportunity to demonstrate your talent.