Translation of "Akıllıca" in English

0.018 sec.

Examples of using "Akıllıca" in a sentence and their english translations:

Ne akıllıca!

How smart!

Akıllıca konuştu.

She spoke wisely.

Akıllıca seçtiniz.

You chose wisely.

Bu muhtemelen akıllıca.

That's probably smart.

Parayı akıllıca kullanmalısın.

You have to use the money wisely.

O akıllıca davrandı.

He has acted wisely.

O akıllıca olurdu.

That would be smart.

Tom akıllıca seçti.

Tom chose wisely.

Bu akıllıca olmazdı.

That wouldn't be smart.

Bu akıllıca olmaz.

- That would not be wise.
- That wouldn't be wise.

Zamanımızı akıllıca kullanalım.

Let's make use of our time wisely.

Lütfen akıllıca seçin.

Please choose wisely.

Bu akıllıca olur.

That would be wise.

Onları akıllıca kullan.

Use them wisely.

Tom akıllıca davrandı.

Tom has acted wisely.

Tom akıllıca konuştu.

Tom spoke wisely.

Onu yapmak akıllıca.

It's wise to do that.

Muhtemelen akıllıca bir seçim.

Probably a smart choice.

Daha akıllıca hareket etmelisin.

You must act more wisely.

O akıllıca bir karardı.

It was a wise decision.

O akıllıca görünüyor mu?

Does that seem wise?

Bu akıllıca bir seçim.

That's a wise choice.

O akıllıca bir tedbirdi.

It was a wise precaution.

O pek akıllıca değildi.

That wasn't very clever.

Akıllıca bir karar değildi.

It wasn't a smart decision.

Tom akıllıca kararlar alır.

Tom makes smart decisions.

Bu çok akıllıca değil.

That's not very wise.

Bu akıllıca olur mu?

Would that be wise?

Bunun akıllıca olacağını sanmıyorum.

- I don't think that would be wise.
- I don't think that that would be wise.

O kral akıllıca yönetti.

That king ruled wisely.

O akıllıca bir karar.

That's a wise decision.

Bu akıllıca bir fikir.

That's a clever idea.

Akıllıca bir karar verdin.

You made a wise decision.

Onu yapmak akıllıca olmazdı.

It wouldn't be wise to do that.

Akıllıca bir seçim yaptı.

He made a wise decision.

Onun diğerini seçmesi çok akıllıca.

It was very wise of her to choose the other one.

Boş vaktimi akıllıca geçirmek istiyorum.

I want to spend my free time wisely.

Tom birçok akıllıca kararlar aldı.

Tom made a lot of smart decisions.

Bunun akıllıca olduğunu düşünüyor musun?

Do you think that's wise?

Onların istediğini yapmak akıllıca olabilir.

It may be wise to do what they ask.

Onun tavsiyesine uymamanız akıllıca oldu.

It was wise for you not to follow his advice.

Bunun akıllıca olup olmadığını bilmiyorum.

I don't know if that's wise or not.

Bunun akıllıca olduğuna emin misin?

Are you sure that's wise?

Bu akıllıca bir hareket olmaz.

That wouldn't be a smart move.

Aslında o akıllıca bir fikir.

Actually that's a smart idea.

Bilinmeyen varlıklara yalvarmak akıllıca değil.

Begging from unknown entities isn't wise.

O akıllıca bir karar olurdu.

That would be a wise decision.

Akıllıca seçim yaptığından emin ol.

Make sure you choose wisely.

Tom akıllıca bir karar verdi.

Tom made a wise decision.

Bunu tekrar yapmak akıllıca olurdu.

It would be wise to do that again.

Bunu şimdi yapmak akıllıca olur.

It would be smart to do that now.

Onu yapmak muhtemelen akıllıca olacaktır.

It would probably be wise to do that.

Ama sonra akıllıca bir şey yaptılar.

But then they did something clever.

Bu, akıllıca kararlar vermezseniz çöl sıcağının

So this is a good reminder of how dangerous the desert heat can be,

Pek akıllıca bir çözüm değil mi?

A pretty smart workaround, right?

Akıllıca kullanılırsa, para çok işe yarar.

If wisely used, money can do much.

Onun önerisini geri çevirmen akıllıca değil.

It's not wise of you to turn down his offer.

Geleceğin birçok yolu var - akıllıca seçin.

The future has many paths - choose wisely.

Sen babanın akıllıca öğüdünü dinlemen gerekir.

You should listen to your father's wise counsel.

Onun akıllıca bir karar olduğunu sanmıyorum.

- I don't think that was a wise decision.
- I don't think that that was a wise decision.

Sanırım bu akıllıca bir karar değildi.

I think that this was not a wise decision.

Kötü gün için tedbir almak akıllıca.

It is wise to provide against a rainy day.

Teklifi kabul etmenin akıllıca olduğunu düşünüyordu.

He deemed it wise to accept the offer.

Bu notu atman çok akıllıca değildi.

- It wasn't very clever of you to throw away that note.
- It wasn't very smart of you to throw that note away.

Tom bunu yapmanın akıllıca olacağını düşünmüyor.

Tom doesn't think it would be wise to do that.

Tom bunu yapmanın akıllıca olacağını önerdi.

Tom suggested it would be wise to do that.

Tom çok akıllıca bir karar verdi.

Tom made a very wise decision.

Bu yapılacak akıllıca bir şey değil.

That's not a smart thing to do.

Akıllıca kararlar verin ve buradan birlikte çıkalım.

Make smart decisions, and we'll make it out of here together.

Akıllıca kararlar vermek ve kararlı olmak gerekir.

It takes smart decisions and determination.

Bir at üzerinde para yatırmak akıllıca değil.

It is not wise to put your money on a horse.

O, teklifi kabul etmenin akıllıca olacağını düşündü.

- He deemed it wise to accept the offer.
- He thought it would be wise to accept the offer.

Sessiz kalmanın daha akıllıca olduğuna karar verdi.

He judged it wiser to remain silent.

- Bu akla yatkın olur.
- Bu akıllıca olur.

That would be advisable.

O akıllıca yatırım yaparak, bir servet biriktirmiş.

By investing wisely, she accumulated a fortune.

Hatasız kul olmaz. Başka birini suçlamak akıllıca.

To err is human. Blaming someone else is wise.

O akıllıca yatırım yaparak bir servet biriktirmiş.

She accumulated a fortune by investing wisely.

Bugün üniforma giymenin akıllıca olduğunu düşünüyor musunuz?

Do you think it's wise to wear your uniform today?

Tom Mary'nin ondan daha akıllıca davranacağını beklemiyordu.

Tom didn't expect that Mary would outsmart him.

Burada kaybolmak çok kolay. Akıllıca kararlar vermemiz gerekiyor.

It's so easy to get lost down here. So, we've got to make smart decisions.

Dinlenmek için pek akıllıca bir seçim değil sanki.

It might not seem the wisest place to rest,

Olduğunu düşünüyorsunuz. Akıllıca. Pekâlâ, o tarafa gideceğiz. Hadi.

towards the slot canyon. Smart. Okay, that's the way we're going. Come on.

Zor bir gün için para biriktirmen akıllıca olurdu.

It would be wise of you to save money for a rainy day.

Terörü ekonomi ile sona erdirmek en akıllıca politikaydı.

Bringing terrorism to an end via the economy was a most wise policy.

Her şeyi iptal etmek daha akıllıca olmaz mı?

Wouldn't it be a better idea to cancel everything?

Kadın kredi kartı sahiplerinin çoğu, kartlarını akıllıca kullanır.

Most of the women credit card holders are judicious in using their cards.

Bugün akıllıca seçimler yaptınız ve aradığımız yaratıkların birini bulduk,

[Bear] You've made some smart decisions today, and we found one of the creatures we were looking for,

Ne yaparsan yap bunu akıllıca yap ve sonunu unutma.

Whatever you do, do it wisely, and don't forget about the end.

- Yeterince adil.
- Yeterince makul.
- Gayet makul.
- Öyle olsun.
- Akıllıca.

- Fair enough!
- Fair enough.

- Bu bana mantıklı gelmedi.
- Bu bana pek akıllıca gelmiyor.

That doesn't sound logical to me.

Bu zor bir karar, bu yüzden akıllıca bir karar verin.

[Bear] This is a tough decision, so make it a smart one.

Bu muhtemelen akıllıca. Gözümü ayırmak istemiyorum. Sarmal hâline geldiğini görebilirsiniz.

That's probably smart. I don't wanna take my eyes off this snake. You can see he's coiled.

Yapılabilecek en akıllıca şey parayı en kısa sürede dışarıya çıkartmak

smartest thing you could do was take the money out ASAP.

Zamanınızı akıllıca harcayın ve her zaman yeterli zamana sahip olursunuz.

Spend your time wisely and you'll always have enough of it.

Bu tabloyu satın alman şimdiye kadar yaptığın en akıllıca şeydi.

Buying this painting was the smartest thing you've ever done.