Translation of "Korunaklı" in English

Tom korunaklı bir hayat sürdü.

Tom has led a sheltered life.

Tom korunaklı bir hayat yaşıyor.

Tom lives a sheltered life.

Tom korunaklı bir hayat yaşıyordu.

Tom lived a sheltered life.

Tom çok korunaklı bir yetiştirmeye sahipti.

Tom had a very sheltered upbringing.

Yüksek dağlardan aşağı inip korunaklı eteklere indi.

Got down and out of the high mountains, into the sheltered ravine,

Ama hava şartlarına karşı tam olarak korunaklı değil.

but it's not fully enclosed from the weather.

Ama hava koşullarına karşı tam olarak korunaklı değil.

but it's not fully enclosed from the weather.

O tarafa gidebiliriz. Ağaçların altında korunaklı kalmayı deneyebiliriz.

We could head that way. We'll try and get some protection under the trees.

Esaret altındaki hayvanlar uzun, korunaklı, canlı yaşarlar, oysa vahşi halde onlar canlı olarak yenilme tehlikesindedirler.

Animals in captivity live long, sheltered lives, whereas in the wild they are in constant danger of being eaten alive.