Translation of "Konuşmaya" in English

0.016 sec.

Examples of using "Konuşmaya" in a sentence and their english translations:

Konuşmaya katılmadım.

I didn't take part in the conversation.

Konuşmaya başladım.

I began to speak.

Konuşmaya çalışma.

Don't try to speak.

Konuşmaya başladık.

- We started talking.
- We began to talk.

Konuşmaya hazırım.

I'm willing to talk.

Konuşmaya değmez.

- It's not worth talking about.
- It isn't worth talking about.

- Tom'la konuşmaya gitmeliyim.
- Tom'la konuşmaya gitmek zorundayım.

I have to go talk to Tom.

- Tom'la konuşmaya gittim.
- Tom ile konuşmaya gittim.

I went to talk to Tom.

Hedef, sizi konuşmaya,

The goal is to get you to start speaking,

Hakkında konuşmaya başladı.

because it doesn't live up to its ideals.

Köpekle konuşmaya başladı.

She began to talk to the dog.

Çok konuşmaya eğilimlidir.

She tends to talk too much.

Konuşmaya devam ettik.

- We continued chatting.
- We carried on talking.

Seninle konuşmaya çalışıyorum.

I'm trying to talk to you.

Konuşmaya devam et.

Keep talking.

Tom konuşmaya başladı.

Tom began talking.

İnsanlar konuşmaya başlayacak.

People will start talking.

İnsanlar konuşmaya başlıyorlar.

People are starting to talk.

Konuşmaya gerek yoktu.

There was no need to talk.

Tom'la konuşmaya gitmeliyim.

I should go talk to Tom.

Seninle konuşmaya çalışıyordum.

I was trying to talk to you.

Tom'la konuşmaya gideceğim.

- I'll talk to Tom.
- I'm going to go talk to Tom.
- I'll talk with Tom.

Ben konuşmaya hazırım.

I'm ready to talk.

Onunla konuşmaya çalıştım.

- I've tried to talk to her.
- I have tried to talk to her.

Tom'la konuşmaya gitmeliyiz.

We should go talk to Tom.

Tom'la konuşmaya git.

Go talk to Tom.

Benimle konuşmaya gel.

Come talk to me.

Tom'la konuşmaya gideyim.

Let me go talk to Tom.

Şimdi konuşmaya çalışma.

Don't try to talk now.

Tom'la konuşmaya çalışayım.

Let me try to talk to Tom.

Onunla konuşmaya gideceğiz.

We'll go talk to him.

Onunla konuşmaya gideyim.

Let me go talk to her.

Tom, konuşmaya başladı.

Tom started to talk.

Tom'la konuşmaya korkma.

Don't be afraid to talk to Tom.

Ben konuşmaya başladım.

I started talking.

Onunla konuşmaya gitmelisin.

You should go talk to him.

Onlar konuşmaya başladılar.

- They entered into a discussion.
- They started talking.

Sadece konuşmaya başla.

Just start talking.

Tom'la konuşmaya geldim.

- I came to talk to Tom.
- I came to talk with Tom.

Onlarla konuşmaya çalışayım.

Let me try to talk to them.

Onunla konuşmaya çalışayım.

Let me try to talk to him.

Onlarla konuşmaya korkuyorum.

I'm scared to talk to them.

Onunla konuşmaya korkuyorum.

I'm scared to talk to him.

Onlarla konuşmaya çalıştım.

I tried to talk to them.

Onlarla konuşmaya git.

Go talk to them.

Onunla konuşmaya git.

Go talk to him.

Onlarla konuşmaya gideceğiz.

- We'll go talk to them.
- We'll go talk to him.

Onunla konuşmaya gitmeliyiz.

We should go talk to him.

Onlarla konuşmaya gidelim.

- Let's go talk to them.
- Let's go and talk to them.

Onunla konuşmaya gidelim.

- Let's go talk to him.
- Let's go and talk to him.

Onlarla konuşmaya gideyim.

Let me go talk to them.

Onlarla konuşmaya gideceğim.

- I'm going to go talk to them.
- I'll go talk to them.
- I'll go and talk to them.

Onunla konuşmaya gideceğim.

I'm going to go talk to him.

Onlarla konuşmaya gitmeliyim.

I should go talk to them.

Onunla konuşmaya gitmeliyim.

I should go talk to him.

Konuşmaya özgür müsün?

Are you at liberty to talk?

Konuşmaya devam edelim.

Let's keep talking.

Katılımcı konuşmaya karışmaz.

The exhibitor isn't involved in the conversation.

Telefonda konuşmaya başladılar.

They started talking on the phone.

Tom konuşmaya istekli.

Tom is willing to talk.

Konuşmaya devam ettim.

- I kept talking.
- I continued speaking.
- I kept speaking.

Yabancılarla konuşmaya alışkınım.

I'm used to talking to strangers.

Çocuklarla konuşmaya alışkınım.

I'm used to talking to children.

Tom'la konuşmaya çalışmalısın.

You should try to talk with Tom.

Onunla konuşmaya başladım.

I started talking to her.

Onlarla konuşmaya başladım.

I started talking to them.

Tom'la konuşmaya başladım.

I started talking to Tom.

Konuşmaya hazır değildim.

I wasn't ready to talk.

Benimle Fransızca konuşmaya başladığında

And she started speaking to me in French,

Jenerasyonlar hakkında konuşmaya başladığımızda

When we talk generations,