Translation of "Gitmeliyim" in English

- Gitmeliyim.
- Ben gitmeliyim.

- I've got to go.
- I have to go.
- I've gotta go.

Gitmeliyim.

I have to go.

Şimdi gitmeliyim.

I must leave now.

Oraya gitmeliyim.

- I must go there.
- I have to go there.
- I need to get in there.
- I should go there.

Sanırım gitmeliyim.

I think I should leave.

Niçin gitmeliyim?

Why should I go?

Eve gitmeliyim.

I should go home.

İşe gitmeliyim.

- I need to go to work.
- I need to get to work.

Hazırlanmaya gitmeliyim.

I need to go get ready.

Hastaneye gitmeliyim.

- I have to get to the hospital.
- I have to go to the hospital.

Belki gitmeliyim.

Maybe I should leave.

Gerçekten gitmeliyim.

I really should leave.

Toparlanmaya gitmeliyim.

I should go pack.

Geri gitmeliyim.

I've got to go back.

Gitmeliyim, Tom.

I've got to go, Tom.

Değişikliğe gitmeliyim.

I should go change.

Yatmaya gitmeliyim.

I need to get to bed.

Okula gitmeliyim.

I need to get to school.

Kesinlikle gitmeliyim.

I should definitely go.

Boston'a gitmeliyim.

I should go to Boston.

Partiye gitmeliyim.

I should go to the party.

Muhtemelen gitmeliyim.

- I should probably get going.
- I should probably go.

Nereye gitmeliyim?

- Where do I need to turn?
- Where should I go?

Sınıfa gitmeliyim.

- I have to get to class.
- I've got to get to class.

Tuvalete gitmeliyim.

- I have to go to the toilet.
- I must go to the toilet.
- I have to go to the bathroom.
- I need to go to the bathroom.
- I need to go to the toilet.
- I need to use the bathroom.
- I have to use the bathroom.
- I have to use the restroom.

Yalnız gitmeliyim.

I must go alone.

Derhal gitmeliyim.

I must go right away.

Ben gitmeliyim.

I should head out.

Üzgünüm, gitmeliyim.

I'm sorry, I'll have to leave.

Derhal istasyona gitmeliyim.

- I must go to the station at once.
- I have to go to the station at once.

Havaalanına kaçta gitmeliyim?

What time should I go to the airport?

Hemen sınıfa gitmeliyim.

I must hurry to class.

Hangi yoldan gitmeliyim?

Which way should I go?

Şimdi işe gitmeliyim.

I have to go to work now.

Şimdi tiyatroya gitmeliyim.

I must go to the theatre now.

Pazartesi günü gitmeliyim.

- I must leave on Monday.
- I've got to leave on Monday.
- I have to leave on Monday.

Tom'u sormaya gitmeliyim.

I have to go ask Tom.

Ofisime geri gitmeliyim.

- I have to go back to my office.
- I have to get back to my office.

Bunu yapmaya gitmeliyim.

I have to go do this.

Tom'u bulmaya gitmeliyim.

I have to go find Tom.

Çocukları almaya gitmeliyim.

I have to go pick up the kids.

Tom'u görmeye gitmeliyim.

I have to go see Tom.

Tom'a söylemeye gitmeliyim.

I have to go tell Tom.

Tom'la kütüphaneye gitmeliyim.

I have to go to the library with Tom.

Erkekler tuvaletine gitmeliyim.

- I've got to go to the men's room.
- I have to go to the men's room.
- I have to use the restroom.

Gerçekten yatmaya gitmeliyim.

I really should be getting to bed.

Tom'la konuşmaya gitmeliyim.

I should go talk to Tom.

Tom'u uyarmaya gitmeliyim.

I should go warn Tom.

Sadece eve gitmeliyim.

I should just go home.

Muhtemelen eve gitmeliyim.

I should probably get home.

Sanırım muhtemelen gitmeliyim.

I think I probably should go.

Sanırım belki gitmeliyim.

I think maybe I should go.

Tom'u almaya gitmeliyim.

I have to go get Tom.

- Gitmeliyim.
- Terk etmeliyim.

- I must leave.
- I need to leave.

Belki seninle gitmeliyim.

Maybe I should go with you.

Bağışlayın, tuvalete gitmeliyim.

Please excuse me; I have to go to the bathroom.

Onlarla konuşmaya gitmeliyim.

I should go talk to them.

Onunla konuşmaya gitmeliyim.

I should go talk to him.

Onları bulmaya gitmeliyim.

- I have to go find them.
- I must go and find them.

Onu bulmaya gitmeliyim.

I must go and find him.

Boston'a geri gitmeliyim.

I have to go back to Boston.

Bavulumla nereye gitmeliyim?

Where should I go with my suitcase?