Translation of "Kendinin" in English

0.008 sec.

Examples of using "Kendinin" in a sentence and their english translations:

Sanırım Tom kendinin yaraladı.

- I think Tom injured himself.
- I think that Tom injured himself.

Kendinin yanılmaz olduğuna inanıyor.

He believes himself to be infallible.

Tom kendinin arkasını toplamaz.

Tom doesn't clean up after himself.

Sanırım Tom kendinin zehirlemiş olabilir.

- I think Tom might have poisoned himself.
- I think that Tom might have poisoned himself.

Kendinin için ne söylemek zorundasınız?

What do you have to say for yourselves?

Kendinin en büyük düşmanı sensin.

You're your own worst enemy.

Annesi kızına onu kendinin yapmasını söyledi.

The mother told her daughter to do it herself.

Onu hiç kendinin yaptığını görebiliyor musun?

Can you ever see yourself doing that?

Her insan kendinin en kötü düşmanıdır.

Every man is his own worst enemy.

Tom kendinin evlatlık olduğunu biliyor mu?

Does Tom know he was adopted?

Tom'un onu kendinin yapmasının imkanı yok.

There's no way Tom did that himself.

Kendinin efendisi olan yakında diğerlerinin efendisi olacaktır.

He that is master of himself, will soon be master of others.

Tom iPhone'u ile kendinin bir resmini çekti.

Tom took a picture of himself with his iPhone.

Bazen kendinin de aslında inanmadığı şeyler söyler.

He sometimes says things he doesn't really believe.

Denver'dan bir memurun kendinin ve diğer iki memurun

we had an officer in Denver who posted on social media

Tom sosyal medyaya kendinin müstehcen bir fotoğrafını gönderdi.

Tom posted a lewd photo of himself on social media.

Tom'un kendinin başa çıkamayacağı herhangi bir problemi yok.

Tom doesn't have any problem he can't handle himself.

Sami kendinin kirli küçük sırrını gözler önüne serdi.

Sami revealed his dirty little secret.

Tom kendinin hoşlandığı aynı tür müziği herkesin sevmesini beklememeli.

Tom shouldn't expect everyone to like the same kind of music that he does.

Sen kendinin daha iyi bir aşçı olduğunu düşünüyor musun?

Do you think you're a better cook?

Tom az önce bana kendinin ve Mary'nin ne yaptığını anlattı.

Tom just told me what he and Mary did.