Translation of "Yaraladı" in English

0.005 sec.

Examples of using "Yaraladı" in a sentence and their english translations:

Kendini yaraladı.

He's injured himself.

Tom dizini yaraladı.

Tom hurt his knee.

Tom bacağını yaraladı.

Tom has hurt his leg.

Tom kendini yaraladı.

Tom injured himself.

Tıraş olurken kulağını yaraladı.

He hurt his ear while he was shaving himself.

Sanırım Tom kendinin yaraladı.

- I think Tom injured himself.
- I think that Tom injured himself.

Tom gerçekten kendini yaraladı.

Tom really hurt himself.

Bu beni derinden yaraladı.

It hurt me deeply.

Dan Linda'nın köpeğini yaraladı.

Dan injured Linda's dog.

Onun yorumları beni yaraladı.

I was wounded by her comments.

Tom düştüğünde dizini yaraladı.

Tom hurt his knee when he fell down.

Dün bir bıçakla kendini yaraladı.

- He cut himself with a knife yesterday.
- He injured himself with a knife yesterday.

Bir bıçakla sol elini yaraladı.

He hurt his left hand with a knife.

O, ragbi oynarken kendini yaraladı.

He injured himself playing rugby.

Tom düştü ve kafasını yaraladı.

Tom fell and hurt his hand.

O, düştüğünde sol ayağını yaraladı.

He hurt his left foot when he fell.

O, bisikletinden düştüğünde ayağını yaraladı.

She hurt her foot when she fell off her bicycle.

Tom'un öfkesi onların evliliğini yaraladı.

Tom's anger hurt their marriage.

Mary tenis oynarken sırtını yaraladı.

Mary injured her back playing tennis.

Tom futbol oynarken ayağını yaraladı.

Tom injured his foot playing soccer.

Tom bu sabah kendini yaraladı.

- Tom hurt himself this morning.
- Tom injured himself this morning.

Tom paslı çiviyle kendini yaraladı.

Tom hurt himself on a rusty nail.

O bir bıçakla karısını yaraladı.

He wounded his wife with a knife.

Tom dağa tırmanırken kendini yaraladı.

Tom injured himself mountain climbing.

Delikanlı bir bıçakla kendini yaraladı.

The boy hurt himself with a knife.

Tom Mary'yi bir zıpkınla yaraladı.

Tom stabbed Mary with a spear.

Tom rugby oynarken kendini yaraladı.

Tom injured himself playing rugby.

Atış Tom'u ölümcül olarak yaraladı.

The shot fatally wounded Tom.

Tom bir iş arkadaşını yaraladı.

Tom injured a co-worker.

Tom bunu yaparken kendini yaraladı.

- Tom injured himself doing that.
- Tom hurt himself doing that.

Mary düştü ve elini yaraladı.

Mary fell and hurt her hand.

Tom dizini yaraladı bugün yüzmeye gidemiyor.

Tom injured his knee and can't go swimming today.

Bir futbol oyununda Mary ayağını yaraladı.

Mary injured her foot in a soccer game.

Tom pencereden dışarı atlarken kendini yaraladı.

Tom injured himself when he jumped out of the window.

- Sami kolunu yaraladı.
- Sami kolunu incitti.

Sami injured his arm.

Tom oyun sırasında Tom sağ dizini yaraladı.

Tom injured his right knee during the game.

Banka soyguncuları bir bekçiyi öldürdü ve diğerini yaraladı.

The bank robbers killed one guard and injured another.

Dan testeresi ile bir meslektaşını ciddi biçimde yaraladı.

Dan seriously injured a co-worker with his chainsaw.

Asteroid binden fazla insanı yaraladı ve birçok pencereyi kırdı.

The asteroid injured over a thousand people and broke many windows.

- Söylediğin şey Tom'u derinden yaraladı.
- Söylediklerin Tom'u gerçekten incitti.

What you said really hurt Tom.

- Sami bir maçta omzunu yaraladı.
- Sami bir maçta omzunu sakatladı.

Sami injured his shoulder in a match.

Ve bu yapılara zarar verdi ve 1.500'den fazla insanı yaraladı.

that damaged structures and injured over 1,500 people.

- Tom düşüp dizini yaraladı.
- Tom düşüp dizini sakatladı.
- Tom düşüp dizini incitti.

Tom fell and injured his knee.