Translation of "Kedinin" in English

0.019 sec.

Examples of using "Kedinin" in a sentence and their english translations:

Bu, kedinin suçu.

This is the cat's fault.

Sadece kedinin hatası.

- It is only the cat's fault.
- Only the cat is to blame.

Kedinin adı nedir?

What's your cat's name?

Kedinin üstüne basma.

Don't step on the cat.

- Tom kedinin başını okşadı.
- Tom kedinin kafasını okşadı.

Tom stroked the cat's head.

Bir kedinin dili pürüzlüdür.

The tongue of a cat feels rough.

Kedinin iki kulağı var.

The cat has two ears.

Kedinin kötü niyetleri yoktu.

The cat did not have evil intentions.

Kedinin miyavladığını duydunuz mu?

Did you hear the cat miaowing?

Kedinin boynunun etrafında kurdele vardı.

The cat had a ribbon around its neck.

Bir kedinin iki kulağı vardır.

- The cat has two ears.
- A cat has two ears.

Bu tür kedinin kuyruğu yoktur.

This kind of cat doesn't have a tail.

Kedinin odama girmesine izin verdim.

I let the cat into my room.

Bir kedinin pencereyi tırmaladığını duyabiliyorum.

I can hear a cat scratching at the window.

Bir kedinin ağaca tırmandığını gördüler.

They saw a cat climbing up the tree.

Köpeğim bir kedinin hayalini kuruyor.

My dog is dreaming of a cat.

Bir kedinin yedi canı vardır.

A cat has seven lives.

Her kedinin kendi kişiliği var.

Each cat has its own personality.

Tom kedinin kapıyı tırmaladığını duyabiliyordu.

Tom could hear the cat scratching the door.

Ben kedinin içeri girmesine izin verdim.

I let the cat in.

Senin kedinin daha fazla yemesi gerekir.

Your cat needs to eat more.

Tom, ağaçta bir kedinin miyavladığını duydu.

Tom heard a cat meowing in the tree.

Tom benim siyah erkek kedinin adıdır.

Tom is the name of my black tomcat.

Kedinin kaçmasına izin verme. Kapıyı kapa!

Don't let the cat escape. Close the door!

O kedinin güzel bir kürkü var.

That cat has beautiful fur.

Tom kedinin içeri girmesine izin verdi.

Tom let the cat in.

Tom kedinin neden Mary'yi tırmaladığını biliyordu.

Tom knew why the cat scratched Mary.

Tom kedinin çantasından çıkmasına izin verdi.

Tom let the cat out of the bag.

Aslan ve kaplan kedinin iki farklı türüdür.

The lion and the tiger are two different species of cat.

Masanın üstünde bir kedinin ayak izleri var.

There are footprints of a cat on the table.

Mary kedinin sütün hepsini içip içmediğini sordu.

Mary asked if the cat had drunk all of the milk.

Bir kedinin bir köpeğin peşinden koştuğunu gördüm.

I saw a cat running after the dog.

Tom kedinin içeri girmesi için kapıyı açtı.

Tom opened the door to let the cat in.

Kedinin kumunu günde iki kez temizlemeyi unutma.

Make sure you clean the litter box twice a day.

Bir kedinin derisini yüzmenin birden fazla yolu var.

There's more than one way to skin a cat.

O kedinin masadan inmek için yardıma ihtiyacı var.

That cat needs help to climb off a table.

Bir kedinin bir kuyruğu ve dört bacağı var.

A cat has a tail and four legs.

Dan kedinin kötü biçimde çürümüş cesedini dikkatle kaldırdı.

Dan carefully lifted the badly decayed body of the cat.

Onun dairesinde bir kedinin sallanacağı kadar yer yok.

There isn't enough room to swing a cat in his flat.

Romalı bir kedinin, Romalı bir miyavlaması var mı?

Does a Roman cat have a Roman meow?

- Bir kedi dokuz canlıdır.
- Bir kedinin dokuz canı vardır.

A cat has nine lives.

O, bir oğlan, bir kız ve bir kedinin hikayesi.

It's the story of a boy, a girl, and a cat.

Onun bir kedinin bir fareyle oynadığı gibi oynadığını biliyoruz.

We know that he was playing like a cat with a mouse.

- Sokakta yürürken iki beyaz kedinin bir lastiğin yakınında işediğini gördüm.
- Sokakta yürürken iki beyaz kedinin bir araba lastiğinin yanına işediğini gördüm.

While walking down the street, I saw two white cats pissing near a car tire.

Kedinin fareyle oynadığı gibi benimle oynamayı bırak ve bana haberleri aktar.

Stop playing cat and mouse with me and tell me the news.

- At ölür, itlere bayram olur.
- Kedinin olmadığı yerde fareler cirit atar.

- When the cat is away, the mice will play.
- When the cat's away, the mice will play.

- Tom yavru kedinin fotoğrafını çekti.
- Tom kedi yavrusunun bir resmini çekti.

Tom took a picture of the kitten.

- Kediniz birilerini hiç tırmaladı mı?
- Kedinin birini tırmaladığı oldu mu hiç?

Has your cat ever scratched anyone?

Sokakta aşağıya doğru yürürken iki beyaz kedinin bir araba lastiğinin kenarına işediğini gördüm.

While walking down the street, I saw two white cats pissing near a car tire.

- Azıcık aşım ağrısız başım olsun.
- Aslanın kuyruğu olmaktansa kedinin kafası olmak daha iyidir.

Better be the head of a cat than the tail of a lion.

Kedinin beyaz mı yoksa siyah mı olduğu önemli değil; önemli şey fareleri yakalayabilip yakalayamamasıdır.

It doesn't matter whether the cat is white or black; the important thing is that it can catch mice.

Biliyoruz ki, bir kedinin gözleri bir insanın gözlerinden çok daha fazla ışık aldığı için geceleri rahatlıkla görebilir.

We know that a cat, whose eyes take in much more light than human eyes, can see clearly at night.