Translation of "Kazanmadı" in English

0.004 sec.

Examples of using "Kazanmadı" in a sentence and their english translations:

Tom kazanmadı.

Tom didn't win.

Tom ödülü kazanmadı.

Tom didn't win the prize.

Tom yarışmayı kazanmadı.

Tom didn't win the contest.

Onlar henüz kazanmadı.

They haven't won yet.

Tom şey kazanmadı.

Tom hasn't won anything.

Partisinin adaylığını kazanmadı.

He did not win his party's nomination.

Tom henüz kazanmadı.

Tom hasn't yet won.

Neden Tom kazanmadı?

Why in the world didn't Tom win?

Tom kazanmadı mı?

Didn't Tom win?

Tom kesinlikle kazanmadı.

Tom definitely didn't win.

Tom aslında kazanmadı.

Tom didn't actually win.

Tom neredeyse kazanmadı.

Tom almost didn't win.

Bence Tom kazanmadı.

- I think that Tom didn't win.
- I think Tom didn't win.

Tom kazanmadı, değil mi?

Tom didn't win, did he?

Tom bitirmek için kazanmadı.

Tom didn't get to finish.

Dan yarışmayı kazanmadı ki.

Dan didn't even win the contest.

Tom çok para kazanmadı.

Tom didn't make much money.

Tom yeniden şuur kazanmadı.

Tom hasn't regained consciousness.

Tom o ödülleri kazanmadı.

Tom didn't earn those awards.

Tom bir yarış kazanmadı.

Tom hasn't won a race.

Tom adaylık seçimlerini kazanmadı.

Tom failed to get the nomination.

Belki de Tom kazanmadı.

Perhaps Tom didn't win.

Tom aslında henüz kazanmadı.

Tom hasn't actually won yet.

Tom görünüşe göre kazanmadı.

Tom apparently didn't win.

Mary kazanmadı, değil mi?

Mary didn't win, did she?

Sami bilincini geri kazanmadı.

Sami didn't regain consciousness.

Tom henüz bilinci yeniden kazanmadı.

Tom hasn't regained consciousness yet.

Tom asla yeniden bilinç kazanmadı.

Tom never regained consciousness.

Tom henüz bir şey kazanmadı.

Tom hasn't won anything yet.

Tom kazanmak istedi, ama kazanmadı.

Tom wanted to win, but he didn't.

Tom asla bir şey kazanmadı.

Tom has never won anything.

Sami bilincini hiç geri kazanmadı.

Sami didn't regain consciousness at all.

Tom asla hayatında bir şey kazanmadı.

Tom's never won anything in his life.

Tom bana kazanacağını söyledi, ama kazanmadı.

- Tom told me he'd win, but he didn't.
- Tom told me that he'd win, but he didn't.

Tom bütün hayatı boyunca bir şey kazanmadı.

Tom has never won anything in his whole life.

O, ödülü kazanmadı, ama ona çok yaklaştı.

He didn't win the prize, but he came close to it.

O, bunu bana söyleyerek hiçbir şey kazanmadı.

He gained nothing by telling me that.

O, bir servet kazanmadı, servet onu kazandı.

He has not acquired a fortune; the fortune has acquired him.

Tom, 2013'ten beri bir yarış kazanmadı.

Tom hasn't won a race since 2013.

Saldırının altında yatan neden hâlâ netlik kazanmadı.

The motive for the attack is still not clear.

Chicago Cubs 1908'den beri şampiyonluk karşılaşmalarını kazanmadı.

The Chicago Cubs have not won the World Series since 1908.

Tom dördüncü sırada yer aldı ve bir madalya kazanmadı.

Tom placed fourth and did not win a medal.

İran hiç savaş kazanmadı, ama hiç müzakere de kaybetmedi.

Iran never won a war, but never lost a negotiation.

ABD Asya'da hiç savaş kazanmadı ve asla orada bir savaş kazanmayacak.

The United States never won a war in Asia and it will never win a war there.

- Tom yarışı kazanmadı, mükemmel rekorunu mahvetti.
- Tom yarışı kazanamayarak mükemmel sicilini bozdu.

Tom didn't win the race, ruining his perfect record.