Translation of "Yarışmayı" in English

Yarışmayı seviyorum.

I love to compete.

Yarışmayı kaçıracağım.

I'm going to miss competing.

Yarışmayı kaçırdım.

I missed the competition.

Yarışmayı kazandım.

I won the contest.

Yarışmayı kaybettim.

I lost the contest.

Yarışmayı kazanmadım.

I didn't win the contest.

Tom yarışmayı kazandı.

Tom won the competition.

Ben yarışmayı kazandım.

I won the event.

Tom yarışmayı kazanmadı.

Tom didn't win the contest.

Yarışmayı sabırsızlıkla bekliyoruz.

We look forward to competing.

Tom'la yarışmayı seviyorum.

I love competing with Tom.

Biz yarışmayı kazandık.

- We won the contest!
- We won the contest.

Yarışmayı kim kazandı?

Who won the contest?

O, yarışmayı kazandı.

She won the contest.

Yarışmayı o kazandı.

She won the competition.

Tom yarışmayı sever.

Tom loves racing.

Biz muhtemelen yarışmayı ertelemeliyiz.

We should probably postpone the competition.

Tom o yarışmayı kazandı.

Tom won that contest.

Dan yarışmayı kazanmadı ki.

Dan didn't even win the contest.

Tom birçok yarışmayı kazandı.

Tom has won many competitions.

Tom yarışmayı kazanmaya çalıştı.

Tom tried to win the contest.

Beklenildiği gibi, onlar yarışmayı kaybettiler.

As was expected, they lost the contest.

Onun yarışmayı kazanması gerektiği doğaldı.

It was natural that he should win the contest.

Tom geçen yıl yarışmayı kazandı.

Tom won the contest last year.

O şanslıydı ve yarışmayı kazandı.

He was lucky and won the competition.

Ben yarışmayı dört gözle bekliyorum.

I'm looking forward to competing.

Tom, Mary'nin yarışmayı kazandığına şaşırmadı.

- Tom wasn't surprised that Mary won the contest.
- Tom wasn't surprised Mary won the contest.

Tom, Mary'nin yarışmayı kazandığına şaşırdı.

- Tom was surprised that Mary won the contest.
- Tom was surprised Mary won the contest.

Yarışmayı kazanana ödül, Trump'ın şirketinde iş

The winner of the competition is the job at Trump's company.

O, o yarışmayı kazanan ilk kızdı.

She was the first girl to win that contest.

Tom, bir gün olimpiyatlarda yarışmayı umuyor.

Tom hopes to compete one day in the Olympics.

- Tom bir gün olimpiyatlarda yarışmayı umut ediyor.
- Mary bir gün olimpiyatlarda yarışmayı umut ediyor.

Mary hopes to compete one day in the Olympics.

O, yarışmayı kazandığı için bir ödül aldı.

He got a prize for winning the competition.

Tom bir gün olimpiyatlarda yarışmayı umut ediyor.

- Tom hopes one day to compete in the Olympics.
- Mary hopes to compete one day in the Olympics.

Tom yarışmayı kazandığını hayal etti fakat onun ödülü çalındı.

Tom dreamed that he had won the contest, but that his prize had been stolen.