Translation of "Aslında" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Aslında" in a sentence and their japanese translations:

Aslında stratomalitlerdi.

実は ストロマトライトです

Milyarlarca aslında.

実際に何十億もです

Aslında gerçekliğin

気づかせてくれたんです

Ama aslında baksanıza!

でも見てくれよ

Aslında, ben mutluyum.

実際幸せなのです。

Aslında, onu bilmiyordum.

実際私はそれを知らなかった。

Aslında Dünya ısınıyor.

実際に地球はどんどん温かくなっている。

Aslında onu sevmiyorum.

実は私は彼女を愛してはいないのです。

Aslında kazayı görmedik.

我々はその事故を実際に目撃したわけではない。

Aslında senin hatan.

それは実際君の所為である。

İş aslında bitti.

その仕事はだいたい終わっている。

Aslında Deal'de yaşamıyor.

彼女は実際にはディールに住んでいません。

O, aslında naziktir.

彼は心の底はやさしい。

Aslında ondan hoşlanmıyorum.

彼のことそんなに好きじゃないの。

Aslında, onu seviyor.

実際は彼は彼女を愛している。

Aslında o hasta.

実は彼は病気なのです。

Aslında Amerika'da bulunmadı.

彼は実際にアメリカに行ったことはない。

Aslında havyar yemedi.

彼はキャビアを実際に食べたことがない。

Şey... Aslında hastayım.

あの、本当は、ちょっと具合が悪いんです。

Aslında denediler de...

実際 挑んだこともあります

Aslında şu söze dönersek,

ブランクファイン氏の発言に立ち戻ると

Bu aslında beyninizde olandı.

まさにその通りの事が脳内で起きていたのです

Aslında, manipüle edilebilir olduğumuzu

私たちは 本当はもっと意識的に 行動できます

Yani aslında yorulmuş olabiliriz

つまり 一般的に 私たち女性は 疲労感があっても

Ki aslında sahip olduğu

自身がすでに持っている 特性を思い出してもらいました

Ama aslında rengini kaybetmesi.

でも 実際には色がないのです

Aslında yüz yüze gelmezler.

向かい合いません

Aslında bize çok benziyor.

実は皆さんに とても似ているのです

Yani havza suyu aslında

だから 帯水層の水は

Aslında en görülebilir olanı.

その最たる例です

Aslında bunu istemiyorum bile,

というか 残したくありません

Aslında beyninin dışında, kollarında.

‎脳ではなく 実は腕にある

...aslında bir şekilde rahatladım.

‎どこかホッとした部分もある

Aslında bir üniversite öğretmeniyim.

正確に言うと私は大学講師です。

Aslında onu kendisi yaptı.

実を言うと、彼は独力でそれをやったのだ。

Aslında kendimizi yenilgiye hazırlamıştık.

実は我々は敗北を覚悟していた。

Aslında sen oldukça haklısın.

実はまったくあなたの言う通りです。

Aslında biz kazayı gördük.

我々はその事故を実際に見たのです。

Aslında bir zaman sorunu.

それは本質的に時間の問題だ。

O aslında ABD'ye gitmedi.

彼は実際にアメリカに行ったことはない。

O, aslında müdür değildir.

- 彼が支配人だというのは事実でない。
- 彼は本当のところ支配人ではない。
- 彼は実際のところマネージャーではない。

O, aslında yönetici değil.

- 彼は本当のところ支配人ではない。
- 彼は実際のところマネージャーではない。

Aslında onu hiç bilmiyordum.

ぶっちゃけ、そんなの知らなかったよ。

Aslında daha kimseyi vurmadım.

実際にはまだ誰も銃で撃ったことがない。

O aslında gerçekten eğlenceliydi.

あれは実際のところとても楽しかった。

Aslında ben Boston'da doğdum.

- 実は、ボストン生まれなの。
- 実はね、ボストンで生まれたんだ。

Aslında onu hiç görmedim.

実をいうと、私はそれを見たことがないのです。

Aslında sınava bile girmedi.

実は彼はその試験を受けてさえいなかったのだ。

Aslında sadece uyuyor görünüyordu.

彼女は眠っている振りをしていただけだった。

Onun hastalığı aslında ruhsaldı.

彼の病気は主に精神的な物だった。

Aslında o iyi yüzemez.

実は彼はうまく泳げません。

Kaybettiği zaman, aslında kazanırsın.

負けるが勝ち。

Aslında, ben onu sevmiyorum.

実は、彼のこと好きじゃないの。

Aslında, balın yaratıcıları çiçeklerdir.

要するに、花がはちみつを作るのだ。

Ben aslında bunu kullanıyorum.

僕は実際にこれを使う。

Aslında, günümüzde bu zaten oluyor.

これは実際にもう始まっています

Aslında oldukça kârlı bir iş.

何か得した気がします

Aslında nesnel üretim koşulları vardı.

生産の客観的条件でした

Emisyon aslında neden hâlâ artıyor?

なぜ実際 排出は まだ増え続けているのでしょうか?

Aslında garip bir şey olur.

実はちょっと奇妙なことが起こります

Ama aslında bu larvalar yenebilir.

でもこの幼虫は 食べられる

Ama bu larvaları... ...aslında yiyebilirsiniz.

でも幼虫は 食べられる

Fakat aslında, vücudun derinlerine uzanıyor.

実際には体の内部に 広がっているのです

Aslında eseri, sadece ''Şömineden çıkan

仮に「暖炉から汽車が出てきて 暖炉の上に燭台がある」と

Ama aslında bana ait değil.

私の物ではありません

Biz ulusalcıların çoğu aslında küreselci;

世界中のナショナリストの多くは グローバリストです

Bu aslında basit bir blok

これは 簡素なブロックですが

Ama aslında çöl altın köstebeğidir.

‎その正体は ‎サバクキンモグラだ

Ama biliyor musunuz, aslında "şoförlük"

でも アメリカ50州のうち29州で 就業者が最も多い職業は

Aslında bir karşılaştırma yapmak yersiz.

比べ物になりません

Aslında, onların bütün ilgilendiği güçtür.

実際には、彼らが興味を持つのは権力だけなのだ。

Aslında, senden bir iyilik istiyorum.

実はお願いがあるのです。

Aslında hiç New York'ta bulunmadı.

実は、彼はニューヨークには行った事がない。

Aslında ben de gitmek istiyorum.

本当は僕も行きたい。

Aslında onların hepsi iyi insanlar.

彼らは皆、根は善良な男たちなのだ。

O aslında nazik bir insandır.

彼は本来はいい男だ。

O, aslında nazik bir insandır.

彼は、根は親切な男です。

O, aslında bir yalancı değil.

彼は、根っからのうそつきではない。

Aslında, o sadece bir söylentiydi.

実はそれはただのうわさだったよ。

O, aslında iyi bir adam.

- 彼は心底は善人だ。
- 彼は根はいい人だ。

Aslında bunun tersi daha olasıdır.

実際のところ、その反対が起こりそうだ。

"İşini bıraktığını duydum." "Aslında kovuldum."

「あなたが仕事を辞めたって聞いたんだけど」「本当はクビになったんだよ」

Aslında, bu cuk diye oturuyor.

- 本当のところ、つじつまは合っている。
- 実際のところ、完全に筋が通っている。

Aslında, Onun gerçek adı Tom'dur.

実際のところ、トムが彼の本当の名前だ。

Ben aslında iş için buradayım.

私は実のところ仕事でここにいるのです。

Ama o aslında çok güçlüdür

でも実際にはすごく強い。

Aslında trafik kazasına şahit olmadım.

実のところその事故を、目撃したのではない。

Aslında ona bir kart yazdım.

実は彼女にカードを書いたんだ。

Aslında sen bir aptal değilsin.

君は本当は馬鹿ではない。

Suzan aslında senin üvey kardeşindir.

スーザンはな、実はお前と半分血がつながっているんだ。

Paranın, aslında, hiçbir anlamı yok.

お金それ自体は何の意味もないものだ。

Aslında, o bile onu seviyordu.

いや実際、彼は彼女を愛してさえいた。

Aslında o sadece bir söylentiydi.

実はそれはうわさに過ぎなかった。

Aslında, henüz hiç mektup almadım.

実のところまだ手紙が届いた事はないの。

Aslında o hoş bir adam.

本当は、彼はいいやつなんだ。

Aslında ne düşündüğünü bana söyle.

- 本音を言えよ。
- 本心を言ってみろ。

Aslında, para önemli bir şey değil.

実は お金って たいしたこと ないんです

Aslında sadece birilerinin sunduğu hizmetten ibaret.

それは 実は 誰かがしてくれる サービスに すぎないんです

Üniversitede okudum ve aslında düz üniversiteydi.

私が通ったカレッジは 普通のカレッジでした