Translation of "Kardeşinle" in English

Erkek kardeşinle evlenmeliydim.

I should have married your brother.

Kız kardeşinle evlenmeliydim.

- I should have married your sister.
- I should've married your sister.

Erkek kardeşinle paylaşmalısın, Mary.

You need to share with your brother, Mary!

Önce onu erkek kardeşinle karıştırdım.

At first, I mistook him for your brother.

Öğle yemeğini erkek kardeşinle paylaş.

Share your lunch with your brother.

Kız kardeşinle arkadaş olmak istiyorum.

I want to make friends with your sister.

Erkek kardeşinle birlikte okula gittim.

I went to school with your brother.

Erkek kardeşinle iyi geçinmeye çalış.

Try to get along with your brother.

Caddede tesadüfen erkek kardeşinle karşılaştım.

I met your brother in the street by chance.

Senin yerine kız kardeşinle evlenmeliydim.

- I should've married your sister instead of you.
- I should have married your sister instead of you.

Ben gittiğimde erkek kardeşinle ilgilen.

Look after your brother while I'm gone.

Sanırım erkek kardeşinle okula gittim.

I think I went to school with your brother.

- Erkek kardeşinle yaşamayı nasıl buluyorsun?
- Nasıl, erkek kardeşinle yaşamak hoşuna gidiyor mu?

How do you like living with your brother?

Seni ilk gördüğümde kız kardeşinle karıştırdım.

I mistook you for your sister when I first saw you.

Lütfen erkek kardeşinle iyi geçinmeye çalış.

Please try to get along with your brother.

Keşke senin yerine kız kardeşinle evlenseydim.

- I wish I had married your sister instead of you.
- I wish that I had married your sister instead of you.

Kız kardeşinle çok antipatik olma, Tom.

Don't be so unpleasant with your sister, Tom.

Kız kardeşinle dans etmem gerektiğini bilmiyordum.

I didn't know that I was supposed to dance with your sister.

Kız kardeşinle son zamanlarda konuştun mu?

Have you talked to your sister recently?

Kız kardeşinle çıkmamın bir sakıncası var mı?

Would you mind if I went out with your sister?

Küçük erkek kardeşinle her zaman tanışmak istedim.

I've always wanted to meet your younger brother.

Erkek kardeşinle bir odayı paylaşmak zorunda mıydın?

Did you have to share a room with your brother?

Kim senin kız kardeşinle birlikte geldi? Kız kardeşimle, onun küçük kızı Helena'dır

Who came together with your sister? -With my sister is her little daughter Helena.

- Başlangıçta, yanlışlıkla seni erkek kardeşine benzettim.
- Başlangıçta seni erkek kardeşinle karıştırdım.
- Başlangıçta seni erkek kardeşine benzettim.

At first, I mistook you for your brother.