Translation of "Kaçırma" in English

0.003 sec.

Examples of using "Kaçırma" in a sentence and their english translations:

- Fırsatı kaçırma.
- Şansı kaçırma.

Don't waste the opportunity.

Otobüsü kaçırma.

Don't miss the bus.

Fırsatı kaçırma.

Don't waste the opportunity.

İştahını kaçırma.

Don't spoil your appetite.

İçkiyi fazla kaçırma.

Don't drink to excess.

Tom'u gözünden hiç kaçırma.

Don't let Tom out of your sight.

Onu düşünerek uykunu kaçırma.

Don't lose any sleep over it.

- Anı yakala.
- Anı kaçırma.

Seize the moment.

Bu inanılmaz fırsatı kaçırma.

Don't miss this incredible opportunity.

Onunla ilgili uykunu kaçırma.

Don't lose sleep over that.

Güzel bir fırsatı kaçırma.

Don't throw away a good opportunity.

Bu öğleden sonra treni kaçırma!

Don't miss the train this afternoon!

Tom'un sana verdiği fırsatı kaçırma.

Seize the opportunity that Tom has given you.

Kaçırma senaryosu hiç mantıklı değildi.

The kidnapping scenario didn't make any sense.

Sami bir adam kaçırma planlıyordu.

Sami was planning a kidnapping.

Tom çocuk kaçırma suçundan tutuklandı.

Tom was arrested for kidnapping.

Korkunç kızları kaçırma haberini ele alalım.

and the terrorists that abducted the girls.

Tom bir vergi kaçırma avantajından yararlandı.

Tom took advantage of a tax loophole.

- Gözünü benden kaçırma.
- Yüzünü benden çevirme.

Don't look away from me.

Müfettişler bir uçak kaçırma planını bozdular.

Investigators foiled a plot to hijack an airplane.

Sami ve Leyla bir kaçırma planlıyorlardı.

Sami and Layla were planning a kidnapping.

Susturmak için asla iyi bir şansı kaçırma.

Never miss a good chance to shut up.

Sami ve Leyla bir adam kaçırma planlıyorlardı.

Sami and Layla were conspiring a kidnapping.

Otobüsü kaçırma ihtimalinden dolayı gitmen daha iyi olur.

You'd better get going in case you miss the bus.

1965 yılından bu yana o kasabada hiçbir adam kaçırma olayı bildirilmemişti.

No abduction had been reported in that town since 1965.