Translation of "Ilgili" in Chinese

0.009 sec.

Examples of using "Ilgili" in a sentence and their chinese translations:

Bilgisayarlarla ilgili misin?

你对电脑感兴趣。

O ilgili değildi.

他不感兴趣。

Saatlerce planla ilgili konuştular.

他们谈计划谈了几个小时。

Fikirle ilgili hislerin nedir?

- 你觉得怎么样?
- 你認為如何?
- 你怎么看待这件事?
- 关于那个你有什么看法?
- 你对这件事有什么看法?

Bununla ilgili ne düşünüyorsun?

这个你觉得怎样?

Onunla ilgili hata bulamıyorum.

我挑不出他的毛病。

Bilgisayarınızla ilgili sorun nedir?

你的电脑有什么问题?

Onunla ilgili üzgün değilim.

我沒有對她失望。

Onunla ilgili konuşuyor musunuz?

你在说他吗?

Ben onunla ilgili konuşmuyordum.

我不是谈他的事。

Bu işle ilgili değilim.

这件事和我无关。

Gelecekle ilgili umutlu hissediyorum.

我對未來感到有希望。

Tom okuluyla ilgili konuştu.

湯姆談了他的學校。

Hatasıyla ilgili onu ikna edemedim.

我没能让他相信他的错误。

Onunla ilgili anılarım azalmaya başladı.

我對於她的記憶開始消散。

Onunla ilgili sana yardım edemem.

在这事上我帮不了你。

Onlar astronomi ile çok ilgili.

他們對天文學十分感興趣。

Tom bununla ilgili seninle konuşmalı.

汤姆应该跟你讨论过那事了。

O sorunla ilgili işe başlayalım.

我们研究这个问题吧。

Fizikle ilgili bir kitap bastırdı.

他有一本關於物理學的書被出版了。

Doktor kanseriyle ilgili onu tedavi etti.

醫生治好了他的癌症。

Roma tarihi ile ilgili kitaplar arıyorum.

我在找关于古罗马历史的书。

Makine ile ilgili bir sorun olmalı.

這個機器一定有什麼地方不對勁。

O, astronomi ile ilgili gibi görünüyor.

他好像對天文學挺有興趣。

Onun geçmişi ile ilgili anketler yaptık.

我們對他的過去進行了調查。

Onunla ilgili iyi bir düşüncem vardı.

我對她的評價很好。

Her seninle ilgili, bu yüzden gitmiyorum!

一切都是为了你,所以不去!

Kişiliğimle ilgili bilmediğin çok şey var.

- 你對我的個性還不太清楚。
- 我的个性还有很多方面是你不了解的。

Bununla ilgili olarak, ben suçlu değilim.

關於這件事,我必須負上責任。

Aramızda kalsın, onunla ilgili fikrin nedir?

你就只告诉我一个人,你对她的意见如何?

O, hediyemle ilgili çok mutlu idi.

她對於我送的禮物感到很開心。

İşimle ilgili biraz yardıma ihtiyacım var.

我在我的工作上需要一些幫助。

O, kuşlarla ilgili bir kitap yazdı.

她寫了一本關於鳥類的書。

O, babasının rahatsızlığı ile ilgili endişe duymaktadır.

他担心他父亲的身体。

O sürekli diğer insanlarla ilgili hata buluyor.

他总是挑别人的毛病。

Onun cenazesine gitmemiş olmamla ilgili kötü hissediyorum.

我因为没有参加他的葬礼而感到很糟糕。

Sanırım seninki ile ilgili bir şey buldum.

我認為我找到一些你的東西了。

Onun fikrinin konu ile ilgili olduğunu düşünmüştüm.

我認為他的意見很中肯。

Dün asit yağmurlarıyla ilgili bir makale okudum.

昨天我讀了關於酸雨的文章。

Onun tarihle ilgili çok sayıda kitabı var.

他有很多历史书籍。

Ona güven. O konuyla ilgili bir uzman.

相信他。他是這方面的專家

Benim o sorunla ilgili söyleyecek hiçbir şeyim yok.

对于这个问题我无可奉告。

Din ve siyasetle ilgili tartışmadan kaçınsan iyi olur.

你最好別提到宗教和政治這些話題。

- O konuda düşünmemeye çalışıyorum.
- Bununla ilgili düşünmemeye çalışıyorum.

我試著不去想了。

O her zaman komşuları ile ilgili hata buluyor.

她总是找她邻居的茬。

Onunla ilgili ilk izlenimimin doğru olduğu ortaya çıktı.

我對他的第一印象果然沒有錯。

Çevre kriziyle ilgili bu belgesel gerçek bir göz açıcıydı.

這部有關環境危機的紀錄片真是令人大開眼界。

Bazı Florida politikacıları sistemin Deloitte ile ilgili olan sorunlarını suçladılar,

一些佛罗里达政客 把系统的问题归咎于德勤——

Daha sonra ne yapmam gerektiği ile ilgili tavsiyene ihtiyacım var.

我需要你指導我接下來該做甚麼。

Biz web sitesinin yeni tasarımı ile ilgili tüm önerilere açığız.

关于网站的新设计,我们乐于接受任何建议。

Öyle görünüyor ki kızlar bilimle daha da ilgili hâle geliyorlar.

女孩子们似乎对科学表现出越来越大的兴趣。

Bu, Amerika Birleşik Devletleri etrafındaki gezimle ilgili iyi bir hatıra olacak.

这将是我环绕美国旅行中一个很好的纪念品。

Böyle bir sözlükte " buzdolabı " ile ilgili en az iki cümle olmalıdır.

這樣的字典最少也應該有兩句「冰箱」的例句吧。

Tom'un kesinlikle bu konu ile ilgili daha iyi bir anlayışı var.

汤姆比我更懂这件事。

- O, kuşlar hakkında bir kitap yazdı.
- O, kuşlarla ilgili bir kitap yazdı.

她寫了一本關於鳥類的書。

Bugünlerde 'sera etkisi' terimi insanlar iklimle ilgili küresel değişikler hakkında konuşurken sık sık kullanılmaktadır.

人们谈到全球气候变化的时候,常常用到“温室效应”这个词。

Onun kökeninden dolayı, Kanada İngilizcesi hem Amerikan hem de İngiliz İngilizcesi ile ilgili özelliklere sahiptir.

由於它的起源,加拿大英語具有美國英語和​​英國英語兩者的特色。

- Yurtdışı deneyimleriyle ilgili birçok kitap yazdı.
- O, yurt dışındaki deneyimi hakkında çok sayıda kitaplar yazdı.

他寫了很多書講述他在外國的經歷。

- Bu konu ile ilgili düşüncelerini duymaya can atıyorum.
- Bu konu hakkındaki düşüncelerini duymaya can atıyorum.

我期待听到你在这件事上的想法 。

Pazar öğleden sonra yağmurlu bir günde kendileriyle ilgili ne yapacaklarını bilmeyen milyonlarca insan ölümsüzlük için can atıyorlar.

世界上有數之不盡的人渴望自己能長生不老,但這些人卻連一個下雨的星期天下午也不懂得該怎麼打發。

Her yıl, örgüt Frizyen dilinde yazılmış kitapları satmak için kapıdan kapıya giden gönüllülerle ilgili çok sayıda toplantı organize eder.

每年,這個機構組織很多會議的志工挨家挨戶地賣菲仕蘭書。

Ben, özellikle Pekin gibi büyük şehirler ile ilgili olarak Çin'i tek bir cümleyle açıklayabilirim. - Çin, yaşam hızı hem hızlı hem de keyifli bir ülkedir.

我能用一句话描述中国,尤其是关于北京那样的大城市:中国是一个有悠闲生活并有快速生活的国家。

O bilimsel bir enstitüde çalışır, ki orada dilbilimciler, edebiyat bilim adamları, tarihçiler, sosyologlar, ekonomistler ve diğer bilim adamları cücelerle ilgili yapılması gereken her şeyi araştırıyorlar.

他在一家科學機構工作,在那裡有語言學家,文學學者,歷史學家,社會學家,經濟學家和其他學者探討一切有關侏儒的事。

Lockheed skandalı büyük Amerikan uçak üreticisi Lockheed ile ilgili dünya çapında bir rüşvet skandalıdır.Şubat 1976 da su yüzüne çıktı ve esas olarak yolcu uçaklarının sözleşmelerinin kabulüne odaklandı.

洛克希德丑闻是席卷美国主要飞机制造行业的世界性贪污丑闻。1976年2月被公布于众的洛克希德丑闻主要涉及到客机交易中的贪污受贿行为。