Translation of "Ilgili" in Arabic

0.011 sec.

Examples of using "Ilgili" in a sentence and their arabic translations:

Bakmakla ilgili

إنه عن النظر

Eşitlikle ilgili mi?

هل يتعلقُ بالمساواة؟

şeylerle ilgili onlarla konuşabilirsiniz.

يمكنك أن تحدثهم عما تهتم له أنت.

Yalnız hissettirmemle ilgili şeylerdir.

وربما أخفف من شعورهم بالوحدة قليلاً.

İlgili durumların tüm bağlantıları.

جميع الترابط في الظروف ذات الصلة.

Bu ise havayla ilgili.

تدور فكرته حول الارتقاء.

Ne hissetmem gerektiğiyle ilgili

بدأت أمحو المشاعر

Dalga ve parçacıklarla ilgili.

وهي لها علاقة بالأمواج والجزيئات.

İş ile ilgili olabilir,

قد يكون لسببٍ يتعلق بقضية أعمال،

Bu benimle ilgili mi?

هل هذا عني؟

Biz onlarla ilgili konuşuyoruz.

نحن نتحدث عنهم.

Onunla ilgili düşünmek istemiyorum.

لا أريد التّفكير فيه.

Bu farkındalıkla ilgili, kaçışla değil.

الأمر يتعلق بالإدراك وليس التجنب

Başarıyla ilgili olmadığını anlamamız gerekir.

لا يتعلق كثيرًا بالإنجازات بقدر ما يتعلق بالفرص.

Niçin bununla ilgili kötü hissetmeliyim?

فلماذا أشعر بشعور سيئ تجاه ذلك؟

Ve kalple ilgili ölümler gibi.

والوفيات المرتبطة بالمشاكل القلبية.

Kayakla ilgili en güzel şey

وأفضل شيء في التزلج على الثلج:

Klasiklerle ilgili birkaç iç bilgi.

سيكون هناك بعض المعلومات التى تكشف حبكة الكلاسيكيات.

Bu tamamen... ...dengenizi korumakla ilgili.

‫يعتمد هذا الأمر‬ ‫على الحفاظ على التوازن.‬

Ama yeniden giriş ile ilgili

ولكن لا نتكلم عنها بالقدر الكافي

Çoğu kaygımız genel şeylerle ilgili;

تتمحور العديد من هذه المخاوف حول أمور أساسية،

Gürültüyle ilgili başka ne yapabiliriz?

ما الذي يمكننا فعله أكثر حيال الضوضاء؟

Gördüğünüz gibi, anlaşmazlıkla ilgili şey

كما ترون، فإنه وبالنسبة للخلاف

Sadece dersi öğrenmekle ilgili değildi,

الأمر لا يعتمد فقط على تعلم المحتوى،

Nasıl da istekli olabileceğimizle ilgili.

لنضع حولها خرسانة من خلال الحكم عليها

Kapsayıcılık ise bir etkiyle ilgili.

الشمول هو الأثر.

Bununla ilgili bir video hazırladık

لقد صنعنا فيديو عن ذلك

Bununla ilgili bir sorun görmüyorum.

لا أرى مشكلةً بذلك.

Tom, Mary'yle ilgili hiç konuşmazdı.

لم يتحدث توم عن ماري قط.

Birleşik Devletlerle ilgili izlenimin nedir?

ما إنطباعك عن أمريكا؟

Benimle ilgili birkaç soru sordu.

سألني بضعة أسئلة.

Sorunla ilgili ne yapacağını bilmiyordu.

لم تعرف كيف تتصرف تجاه المشكلة.

Onunla ilgili sorunun var mı?

هل لديك أي مشكلة في ذلك؟

ilgili ve merhametli baba figürleri buldular.

ضمن هذه المجموعات المتطرفة.

Bir olayla ilgili beklentiye girer girmez,

كلما بدأت باستباق أي حدث بسرعة ،

İkincisi, ilgili unsurları bir araya getirin.

ثانيًا، اجمع الحقائق ذات الصلة.

Mutlu ailesi ile ilgili çok konuştuk.

نتحدث كثيرًا عن عائلتها السعيدة.

Ve ikinci yarı, çözümü keşfetmekle ilgili.

والنصف الثاني يدور حول استكشاف الحل.

Başka hiçbir şeyle ilgili konuşmuyor olurduk.

لما كنا لنتحدث عن أي شيء آخر.

Sütyen ölçümle ilgili bazı sorular aldım.

وتلقيت بعض الأسئلة عن حجم حمّالة الصدر.

Orgazm farkıyla ilgili bir şeyler duyuyoruz.

كما أننا نسمع بشكل متزايد عن الفجوة في النشوة الجنسيّة.

Bu şefkat, empati ve sevgiyle ilgili.

‫إنه مرتبط بالشفقة والتعاطف والحب،‬

Çevre ile ilgili işlere yatırım yapıyorlar

إنهم يستثمرون في أعمال صديقة للبيئة،

Belirtmediğimiz özellikler varsa karınca ile ilgili

إذا كانت هناك ميزات لم نذكرها عن النملة

Ne olduğu ile ilgili anım yok.

لا أتذكر ما حصل.

Bununla ilgili daha fazla konuşmak istemem.

أنا لا أريدك أن تفكر في ذلك بعد الآن.

Kişiliğimle ilgili bilmediğin çok şey var.

هناك الكثير من الأمور التي لا تعرفها عن شخصيتي.

Bütün ilgili çekmiştim ve böyle sürdü.

مما تسبب فى لفت الأنظار إليّ على المستوي الدولي، وهكذا دواليك.

Renk ile ilgili bahsedebileceğim birkaç şey var.

وفيما يتعلق بموضوع الألوان، هناك بعض الأشياء التي يمكنني الحديث عنها.

Bu size dünyayla ilgili bir şey söylemez;

إنها لا تخبر أي شيء عن العالم،

Insanların nasıl düşündüğüyle ilgili bir şey söylemez,

لا تخبركم عن كيفية تفكير الناس،

Benim de raptorlarla ilgili bir zafiyetim var.

نقطة ضعفي الديناصور رابتور.

Mustafa Kemal’in özellikleri ile ilgili şiir yazar.

كتب شعر عن صفات مصطفى كمال.

Möbius şeridiyle ilgili çok daha fazlası var,

ويوجد الكثير لمعرفته حول شريط موبييس

Memleketim ile ilgili durumda bu şekilde oldu.

في حالة موطني كان الأمر هكذا.

En büyük sorunumuz ürün ile ilgili değildi.

لم يكن أكبر تحد يواجهنا مرتبطًا بالمنتج،

Bu tamamen beceri, bilgi ve riskle ilgili.

‫إنها مسألة مهارة ومعرفة ومخاطرة.‬

Kendi ifadelerinizle haz ve tatmini tanımlamakla ilgili.

وبتعريف المتعة والرضا بمصطلحاتك الخاصّة.

Bu alıştırma bir heykele bakmakla ilgili değil.

لم يكن هذا التمرين حول النظر في المنحوتة.

Gençler ayrıca bana şiddetle ilgili kaygılarından bahsediyorlar.

أطلعني الشباب أيضاً أنهم قلقون حيال العنف.

Yani kızların gelecekle ilgili kaygılarına şaşırmamak gerek.

إذاً، لا عجب في أن ينتاب الفتيات القلق حيال مستقبلهن.

Sıradakini ne olduğuyla ilgili birçok paranoya var

من ثَم أنت تشعر بالجنون عندما تفكر في السنوات المقبلة،

Bunun parayla ilgili olduğu algısını sona erdiriyorlar.

محطمين بذلك خرافة أن المال هو ما يهم.

Benim için, hikâye Polyannacılık oynamakla ilgili değil

هذه القصة بالنسبة لي ليست مجرد النظر إلى الجانب المشرق

Onun gibi, güreşle ilgili her şeyi severdim:

ومثل أبي، أحببت كل ما يتعلق بها:

Yaşamın ilk yıllarında ilgili ebeveynlere sahip olmanın,

وُجود والدين مهتمين وملتزمون في هذه السنوات الأولى في الحياة

Başka bir olay daha anlatacağım çocukluğumuzla ilgili

سأخبرك بحدث آخر عن طفولتنا

Bir ilginç bilgi daha aktarayım yarasalarla ilgili

اسمحوا لي أن أقدم معلومات أخرى مثيرة للاهتمام حول الخفافيش

NASA bu konuyla ilgili bir açıklama yaptı

أدلت وكالة ناسا ببيان حول هذه المسألة

Putin'le ilgili de çok ilginç bilgiler var

هناك أيضًا معلومات مثيرة للاهتمام حول بوتين

O, babasının rahatsızlığı ile ilgili endişe duymaktadır.

إنه قلق بسبب مرض والده.

Hafıza kursu, beyin dili programlaması ile ilgili

التحقت بدورة الذاكرة، ودورات عن برمجة

''Hocam başarı ile ilgili neyi tavsiye edersiniz? ''

"بماذا تنصح يا أستاذي فيما يتعلق بالنجاح؟"

Japonya ile ilgili bulabildiğim her kitabı aldım.

اِشتريت كل كتاب وجدتّه عن اليابان.

Bu, çocuk hikayeleri ile ilgili bir kitap.

هذا كتاب من قصص الأطفال.

- Yaptığımızla ilgili hata nedir?
- Yaptığımızın nesi var?

ما المشكلة فيما قمنا به؟

Sami ve Leyla içki meselesiyle ilgili tartıştılar.

تخاصما سامي و ليلى حول مشكل إدمانها على الكحول.

İkinci adım sekiz tatsız duyguyla baş etmekle ilgili.

الخطوة الثانية ذات علاقة بالتعامل مع الأحاسيس الثمانية المزعجة

Doktoru evindeyken son aradığında yetenekleriyle ilgili yapmış olduğu

ملاحظاته المهينة عن طريقة عملها،

Bu işlevler de kısmen, geçtikleri nöral yollarla ilgili.

وتُعزى تلك الوظائف جزئيًا من خلال المسارات التي تتخذها.

Bu ilaç endüstrisini kötü adam yapmakla ilgili değil.

هذا ليس لشيطنة مصنعي الأدوية.

Umutla ilgili çok bir şey bildiğim için değil.

ليس لأنني أعرف الكثير عن الأمل.

Bu utanç ya da suçluluk ile ilgili değil.

هذا الأمر لا علاقة له بالخزي أو الذنب.

Ya da Hristiyan teolojisinde bununla ilgili okumalar yapmışlardı.

أو قرؤوا عنه في اللاهوت المسيحي.

Günümüzde işle ilgili birçok karar bu şekilde alınıyor.

هكذا تُتخذ الكثير من القرارات التجارية اليوم.

Simon ve Garfunkel, bununla ilgili bir şarkı yazdı.

سيمون وغارفانكيل كتبا أُغنية حول هذا الموضوع.

Gelecekle ilgili şeyler bu kadar rekabete dayandığında ise

وعندما تصل الأمور إلى هذه الدرجة من التنافس حول المستقبل،

Bakmak ile ilgili ne kadar becerikli görünseniz de

والحقيقة هي أنه بغض النظر عن مدى المهارة التي قد تكون لديكم في النظر،

Fakat, tanrının kırbacı Atilla ile ilgili bilgileri Romalılardan

لكن المعلومات عن سوط الله أتيلا كانت من الرومان

Antartika ile ilgili ilginç bir durum daha var

هناك حالة أخرى مثيرة للاهتمام حول القارة القطبية الجنوبية

Zamanda yolculuk ile ilgili bir video hazırlayacağım sizlere

سأعد فيديو عن الرحلة في الوقت المناسب

Gök taşıyla ilgili herhangi bir unsura rastlanmadı bile

لم يتم العثور على عناصر تتعلق بالسماء

O videoda PTT ile ilgili bir örnek vermiştik

في هذا الفيديو ، قدمنا ​​مثالًا عن PTT

O konu düz dünyayla ilgili değil, ufolojiyle alakalı

لا يتعلق الأمر بالعالم المسطح ، بل حول علم الوجود

Onunla ilgili ayırt edici şeylerden ikisi, ölüm sahnelerine,

اثنان من الأشياء المميزة عنها هما الانبهار بمشاهد الموت ،

Bu evren modelleriyle ilgili ilginç şey şu ki

ما يُثير الاهتمام بشأن نماذج الأكوان الرقمية

. Gizemli koşullarda, olayla ilgili şüphe ve birçok spekülasyon

خلال سنواتٍ طويلة للاستحواذ على ذلك المشروع وبعد اقل من شهر

O, sonuçlarla ilgili hayal kırıklığına uğramış gibi görünüyor.

إنه يبدو محبطا بسبب النتائج