Translation of "Inandığını" in English

0.024 sec.

Examples of using "Inandığını" in a sentence and their english translations:

Hayaletlere inandığını bilmiyordum.

- I didn't know you believed in ghosts.
- I didn't know that you believed in ghosts.

Buna inandığını sanmıyorum.

- I don't think you believe that.
- I don't think that you believe that.

Bana inandığını biliyorum.

- I know you believe me.
- I know that you believe me.

Ona inandığını söyleme.

Don't tell me you believe him.

Ona gerçekten inandığını sanmıyorum.

- I don't think you really believe that.
- I don't think that you really believe that.

Buna gerçekten inandığını sanmıyorum.

- I don't think you really believe that.
- I don't think that you really believe that.

Onların bize inandığını sanmıyorum.

- I don't think they believe us.
- I don't think that they believe us.

Tom'un bize inandığını sanmıyorum.

- I don't think Tom believed us.
- I don't think that Tom believed us.

Tom buna inandığını söyledi.

- Tom said he believed that.
- Tom said that he believed that.

Tom Mary'ye inandığını söyledi.

- Tom said he believes Mary.
- Tom said that he believes Mary.

Tom, Mary'ye inandığını söyledi.

- Tom said he believes Mary.
- Tom said he believed Mary.
- Tom said that he believed Mary.

Tom kazanabileceğine inandığını söyledi.

- Tom said that he believed he could win.
- Tom said that he believed that he could win.
- Tom said he believed that he could win.

Tom'un hala buna inandığını düşünüyorum.

- I think Tom still believes that.
- I think that Tom still believes that.

O ona astrolojiye inandığını söyledi.

- She told him that she believed in astrology.
- She told him that she believes in astrology.

Tom, Mary'nin söylediğine inandığını söyledi.

- Tom said he believed what Mary said.
- Tom said that he believed what Mary said.

Tom bana Mary'ye inandığını söyledi.

- Tom told me he believed Mary.
- Tom told me that he believed Mary.

Tom söylediğim her şeye inandığını söylüyor.

- Tom says that he believes everything I say.
- Tom says he believes everything I say.

Tom'un senin hikayene inandığını düşünüyor musun?

Do you think Tom believed your story?

Senin söylediklerine Tom'un inandığını düşünüyor musun?

Do you think Tom believed what you said?

Tom'un söylediğine gerçekten inandığını bana söyleme.

Don't tell me you really believed what Tom said.

Douglas, kararın doğru olduğuna inandığını söyledi.

Douglas said he believed the decision was correct.

Tom Mary'ye John'un söylediğine inandığını söyledi.

Tom told Mary that he believed what John said.

Onun gerçekten neye inandığını söylemek olanaksız.

It's impossible to tell what he really believes.

Onun gerçekten neye inandığını söylemek imkansız.

It's impossible to tell what she really believes.

Onun haklı olduğuna neden inandığını anlamıyorum.

I don't understand why you believe that she's right.

Bana o saçmalığa gerçekten inandığını söyleme.

- Don't tell me you actually believe that nonsense.
- Don't tell me you actually believe this nonsense.

Kaç kişinin buna inandığını merak ediyorum.

I wonder how many people believe that.

Bana bu saçmalığa gerçekten inandığını söyleme.

Don't tell me you actually believe this nonsense.

Tom, Mary'nin bize söylediğine inandığını söyledi.

- Tom said he believed what Mary told us.
- Tom said that he believed what Mary told us.

Bana onun gerçekten o saçmalığa inandığını söyleme.

Don't tell me he actually believes that nonsense.

Bana onun o saçmalığa gerçekten inandığını söyleme.

Don't tell me she actually believes that nonsense.

Sakın bana bu saçmalığa gerçekten inandığını söyleme.

Don't tell me you actually believe this crap.

Sami İslam'a inandığını, ama hiç özümsemediğini söyledi.

Sami said that he believed in Islam but he never embraced it.

Neyin doğru olduğuna inandığını açıkça söyleme cesaretine sahip olmalısın.

You ought to have the courage to speak out what you believe to be right.

Tom'un dışarıya gelmeye ve neye inandığını söylemeye cesareti yoktu.

Tom didn't have the courage to come right out and say what he believed.

Polis memuru, şüphelinin suçla doğrudan bağlantılı olduğuna inandığını söyledi.

The police officer said he believes the suspect has a direct connection to the crime.