Translation of "Gelebilecek" in English

Gelebilecek misin?

Will you be able to come?

Tom yarın gelebilecek.

Tom is going to be able to come tomorrow.

Betty öğleden önce gelebilecek.

Betty will be able to come before noon.

Onlar yarın gelebilecek mi?

Will they be able to come tomorrow?

Akla gelebilecek her yolu denedim.

I have tried every means imaginable.

O, hastalığın üstesinden gelebilecek güce sahiptir.

He has the strength to survive the illness.

Tom'un üstesinden gelebilecek tek kişi sensin.

You're the only one who can defeat Tom.

Aklınıza gelebilecek her silahtan yara izleri var -

I have scars from every weapon you can think of –

Saat zaten dört. O gelebilecek gibi gözükmüyor.

It's already 4 o'clock. It doesn't look like he will be able to come.

- O yarın gelebilir mi?
- O, yarın gelebilecek mi?

Will he be able to come tomorrow?

- İnsanları ibadet ederken katletmek akla gelebilecek en aşağılık şey.
- İnsanları dua ederken öldürmek akla gelebilecek en alçakça şey.

Killing people while they pray is the lowest thing imaginable.

Akla gelebilecek bütün kelime çiftleri için bunlar kaç defa birbirleriyle aynı

For every imaginable pair of words, we have the computer count

Ayrıca komünizm tehditiyle karşı karşıya gelebilecek tek siyasi partiye yardım etmek içindi.

finance the only political party who could face the communist threat.