Translation of "Sahiptir" in English

Teodor güle sahiptir.

Theodore owns the rose.

Tom potansiyele sahiptir.

Tom has potential.

O, yarışta liderliğe sahiptir.

He has the lead in the race.

O, albay rütbesine sahiptir.

He holds the rank of colonel.

O bir kitap sahiptir.

He has a book.

Paul kuru saça sahiptir.

Paul has dry hair.

O sonsuz kaynaklara sahiptir.

- He has infinite resources.
- She has infinite resources.

Güldüğünde sevimli gamzelere sahiptir.

She has cute dimples when she smiles.

İnsan konuşma yetisine sahiptir.

Man has the ability to talk.

Okulumuz on sınıfa sahiptir.

Our school has ten classes.

Allah mutlak güce sahiptir.

God is all-powerful.

Tom gerekli deneyime sahiptir.

- Tom has the experience necessary.
- Tom has the necessary experience.

Tom kimya diplomasına sahiptir.

Tom has a chemistry degree.

Tom bu mülke sahiptir.

Tom owns this property.

Dedektif suçun delillerine sahiptir.

The detective has evidence of the crime.

Interlingue kendi Wikipedia'sına sahiptir.

Interlingue has its own Wikipedia.

Şahin keskin gözlere sahiptir.

- The falcon has keen eyes.
- The falcon has sharp eyes.

O iki Pikasoya sahiptir.

He has two Picassos.

O çalma yeteneğine sahiptir.

He is capable of stealing.

İnsan konuşmaya yeteneğine sahiptir.

The man has the capability to talk.

Tom onun hepsine sahiptir.

Tom has it all.

İsveçliler kendi dillerine sahiptir.

Swedes have their own language.

- Japonya, ılıman bir iklime sahiptir.
- Japonya ılıman bir iklime sahiptir.

Japan has a mild climate.

- O orantılı bir figüre sahiptir.
- O mütenasip bir figüre sahiptir.

She has a well-proportioned figure.

- Tom ne çeşit bir kameraya sahiptir?
- Tom ne tür kameraya sahiptir?

What kind of camera does Tom own?

Sadece insan konuşma yeteneğine sahiptir.

Only human beings are capable of speech.

Bay Ford bu araziye sahiptir.

- Mr Ford owns this land.
- Mr. Ford owns this land.

Avukat adil bir gelire sahiptir.

The lawyer has a fair income.

Çocuk cebinde bir elmaya sahiptir.

The boy has an apple in his pocket.

Şarkıcı güzel bir sese sahiptir.

The singer has a beautiful voice.

O, büyük bir konağa sahiptir.

- She owns a large property.
- She has a large mansion.
- She owns a large mansion.

O, neşeli bir kişiliğe sahiptir.

- She has a cheerful disposition.
- She has a cheerful personality.

O dostça bir görünüme sahiptir.

She has a friendly appearance.

O iyi bir şahsiyete sahiptir.

She has a good figure.

O parlak bir geleceğe sahiptir.

She has a brilliant future.

Şirkette yüksek bir pozisyona sahiptir.

He holds a high position at the company.

O, güçlü bir iradeye sahiptir.

He has a strong will.

Daha iyi tedavi hakkına sahiptir.

He is entitled to better treatment.

O önemli bir gelire sahiptir.

He has a considerable income.

O, işi yapacak yeteneğe sahiptir.

He has the ability to do the job.

Tom dinamik bir kişiliğe sahiptir.

Tom has a dynamic personality.

Danimarka bir tane hapishaneye sahiptir.

- Denmark has a prison.
- Denmark has one prison.

O iyi bir üne sahiptir.

He has a good reputation.

O birkaç iyi koyuna sahiptir.

He owns a good few sheep.

O güzel bir kişiliğe sahiptir.

He has a nice personality.

O bir çift kişiliğe sahiptir.

He has a dual personality.

O, elinde bir çiçeğe sahiptir.

She has a flower in her hand.

O orantılı bir figüre sahiptir.

She has a well-proportioned figure.

Mary güçlü bir kişiliğe sahiptir.

Mary has a strong personality.

Ada ılıman bir iklime sahiptir.

The island has a mild climate.

Asyalılar genellikle siyah saça sahiptir.

Asians generally have black hair.

Kırsalda güzel bir yere sahiptir.

He has a nice place in the country.

Öğretmenlikte çok az deneyime sahiptir.

He has little experience in teaching.

Bükreş 2.1 milyon nüfusa sahiptir.

Bucharest has a population of 2.1 million.

O küçük bir avantaja sahiptir.

She has a small advantage.

Ülkemiz zengin bir tarihe sahiptir.

Our country has a rich history.

Hayat %100 ölüm oranına sahiptir.

Life has a 100% fatality rate.

Profesörümüz iyi bir üne sahiptir.

Our professor has a good reputation.

Tom bir aslanın kalbine sahiptir.

Tom has the heart of a lion.

Sirius eliptik bir yörüngeye sahiptir.

Sirius has an elliptical orbit.

Bu hastane birçok defibrilatöre sahiptir.

This hospital owns many defibrillators.

Tom bir araba bayiliğine sahiptir.

Tom owns a car dealership.

Amerikalılar silah taşıma hakkına sahiptir.

Americans have the right to bear arms.

O, pek çok kitaba sahiptir.

He has too many books.

O en iyi derecelere sahiptir.

She's got the best grades.

Deniz kestanesi sümüksü dokuya sahiptir.

Sea urchin has a slimy texture.

O çok iyi niteliklere sahiptir.

She has many good qualities.

Tom çok liberal görüşlere sahiptir.

Tom has very liberal views.

Tom aslında üç tekneye sahiptir.

Tom actually owns three boats.

Üniversitemiz mükemmel spor olanaklarına sahiptir.

Our university has excellent sports facilities.

Mary bağımlı bir kişiliğe sahiptir.

Mary has an addictive personality.

Her gün 86.400 saniyeye sahiptir.

Each day has 86,400 seconds.

Bu mağaza çeşitli baharatlara sahiptir.

This store has a variety of spices.

Bu ev iki banyoya sahiptir.

This house has two bathrooms.

Bu yer her şeye sahiptir.

This place has everything.

O, harika bir kişiliğe sahiptir.

He has a wonderful personality.

Onun mantığı şaşırtıcı netliğe sahiptir.

His logic possesses astonishing clearness.

Kız kardeşim mükemmel görüşe sahiptir.

My sister has perfect vision.

Tom güzel bir cilde sahiptir.

Tom has nice skin.

Tom, iyi bir belleğe sahiptir.

Tom has a good memory.

Tom kötü bir üne sahiptir.

Tom has a bad reputation.

O iyi bir hafızaya sahiptir.

He has a good memory.

Tom bölünmüş bir kişiliğe sahiptir.

- Tom has a split personality.
- Tom has a dual personality.

O zayıf bir iradeye sahiptir.

He has a weak will.

O neşeli bir kişiliğe sahiptir.

She has a cheerful disposition.

Böcekler sert bir cilde sahiptir.

Insects have a hard skin.

Tom muazzam bir potansiyele sahiptir.

Tom has enormous potential.

Tom, biyoloji alanında dereceye sahiptir.

Tom has a degree in biology.

Kasaba sade bir yapıya sahiptir.

The town has a simple structure.

Tom birkaç akre araziye sahiptir.

Tom owns several acres of land.

Venüs düşmanca bir çevreye sahiptir.

Venus has a hostile environment.

Jacksonlar nesillerdir bu topraklara sahiptir.

The Jacksons have owned this land for generations.

Ülke büyük bir nüfusa sahiptir.

The country has a large population.

Japonya, ılıman bir iklime sahiptir.

Japan has a mild climate.

İnsanlar iletişim kurmak pek çok şeye sahiptir ve bunun için çok yola sahiptir.

People have many things to communicate and many ways to do so.