Translation of "Izleri" in English

0.005 sec.

Examples of using "Izleri" in a sentence and their english translations:

Avlanma izleri ne?

And the predation marks.

Tom'un izleri silahtaydı.

Tom's prints were on the gun.

İzleri hala bulunabilir.

Their traces can still be found.

Tom'un izleri tabancada.

Tom's prints are on the gun.

Bakın, bunlar sincap izleri.

Look, that's a sure sign of squirrels.

Kumda ayak izleri bulduk.

We found the footprints in the sand.

Yerde ayak izleri bırakılmıştı.

Footprints were left on the floor.

Bazı yara izleri olabilir.

There may be some scars.

Suçlu ayak izleri bıraktı.

The criminal left footprints.

Yaralar iyileşir, izleri kalır.

Wounds heal, scars remain.

Bıçakta parmak izleri yoktu.

There were no fingerprints on the knife.

Ayak izleri Tom'unki değildi.

The footprints weren't Tom's.

Bunların kimin ayak izleri?

Whose footprints are these?

Parmak izleri Sami'ninkilerle eşleşti.

The fingerprints matched Sami's.

- Parmak izleri orada olduğuna kanıttı.
- Parmak izleri orada olduğunun ispatıydı.

His fingerprint was evidence that he was there.

Geçmek bilmeyen izleri ele alacak.

something against women.

Bakın, Dana'nın izleri burada bitiyor.

Oh, look, Dana's tracks have run out here.

Arabanın bıraktığı izleri takip ettiler.

They followed the tracks the car had left.

Dan yolda lastik izleri buldu.

Dan found tire tracks in the driveway.

Masada bazı kedilerin izleri var.

There are some cat's tracks on the table.

Herkes ayak izleri bırakmak istiyor.

Everyone wants to leave footprints.

Tom'un parmak izleri tabancanın üstündeydi.

Tom's fingerprints were on the gun.

Tom çamurda lastik izleri buldu.

Tom found tire tracks in the mud.

Tom'un bacaklarında yara izleri var.

Tom has scars on his legs.

Baksanıza, diş izleri var! Gördünüz mü?

Look, actually, teeth marks in that! See that?

Ben herhangi kağıt izleri bırakmak istemiyorum.

I don't want to leave any paper trails.

Herhangi bir yerde ayak izleri görmüyorum.

I don't see any footprints anywhere.

Tom yerde çamurlu ayak izleri gördü.

Tom saw muddy footprints on the floor.

Ayak izleri nehre kadar devam ediyordu.

The footprints continued down to the river.

Yerde çok fazla ayak izleri vardı.

There were too many footprints on the ground.

O kalemin ucunda diş izleri var.

There are teeth marks on the end of that pencil.

Yerde bazı çamurlu ayak izleri vardı.

There were some muddy footprints on the floor.

Dan'ın arabasının içinde kan izleri vardı.

There were traces of blood inside Dan's car.

Sami'nin parmak izleri o bardağın üzerindeydi.

Sami's fingerprints were on that glass.

Kollarının ön kısmında ısırık izleri vardı.

He had bite marks on his forearms.

Aklınıza gelebilecek her silahtan yara izleri var -

I have scars from every weapon you can think of –

Bıçaktaki parmak izleri onun suçunu ortaya çıkardı.

The fingerprints on the knife attest to her guilt.

Masanın üstünde bir kedinin ayak izleri var.

There are footprints of a cat on the table.

Silahta kalan parmak izleri şüphelininki ile uyuşuyor.

- The fingerprints left on the weapon correspond with the suspect's.
- The fingerprints left on the weapon match the suspect's.

Kumda ustura gagalı alk ayak izleri vardı.

- There were penguin footprints in the sand.
- There were razorbill footprints in the sand.

Büyük ebeveynlerimin kollarında çiçek aşısı izleri var.

My grandparents have smallpox vaccination scars on their arms.

Biz geyikler tarafından bırakılan izleri takip ettik.

We followed the tracks left by the deer.

Polis Dan'ın parmak izleri ile kimliğini belirledi.

The police identified Dan by his fingerprints.

Tek yumurta ikizlerinin farklı parmak izleri var.

Identical twins have different fingerprints.

Bunların kimin ayak izleri olduğunu merak ediyorum.

I wonder whose footprints these are.

Sami'nin parmak izleri bir bardağın üzerinde bulundu.

Sami's fingerprints were found on a glass.

Demek izleri takip edip suyumuzu tazelememiz gerektiğini düşünüyorsunuz?

So you reckon we should follow the animal tracks and replenish our water?

Tom ve Mary ıslak çimentoda el izleri yaptı.

Tom and Mary made handprints in the wet cement.

Tom beyaz halının üzerinde kirli ayak izleri gördü.

Tom saw dirty footprints on the white carpet.

Tom'un yatak odası penceresinin dışında ayak izleri vardı.

There were footprints outside Tom's bedroom window.

Odada bırakılan parmak izleri katilin suçlu olduğunu kanıtladı.

Fingerprints left in the room proved the murderer's guilt.

Polislerin kapı tokmağında buldukları tek parmak izleri Tom'unkilerdi.

The only fingerprints that the police found on the doorknob were Tom's.

Sami'nin parmak izleri bu evdeki hiçbir yerde görülmüyor.

Sami's fingerprints are nowhere to be seen in this house.

Arkadan gelen karıncalar bu kimyasal izleri takip ederek ilerliyorlar

ants from behind are following these chemical traces

Tom cesedin bulunduğu odanın kapı kolunda parmak izleri bıraktı.

Tom left fingerprints on the doorknob of the room where the body was found.

Bu lastik izleri orta boy bir araç tarafından yapıldı.

These tire tracks were made by a mid-size vehicle.

Dünyanın en büyük dinozor ayak izleri Batı Avustralya'da keşfedildi.

The world's largest dinosaur footprints have been discovered in Western Australia.

Tom'un köpeği onun yeni halısı üzerinde çamurlu pençe izleri bıraktı.

Tom's dog left muddy paw prints all over his new carpet.

Kurbanın akciğerlerinde sabun izleri bulundu. Sanırım onlar onu banyoda boğdular.

Traces of soap were found in the victim's lungs. I suppose they drowned her in the bath.

Bir büyük ayak izi ve birkaç farklı boyutta daha küçük ayak izleri bulduk.

We found one large footprint and a couple of different size smaller footprints.

Neredeyse kusursuz cinayetti: Biz, olay yerine geldik, bagajı açtık, adamı öldürdük ve izleri temizledik, ama biz cesedi gizlemeyi unuttuk.

It was almost the perfect crime: we arrived at the scene, opened the trunk, killed the man and cleaned up the prints, but we forgot to hide the body.