Translation of "Güldüm" in English

Güldüm.

I laughed.

Çok güldüm.

I laughed a lot.

Çekoslavakyalılaştıramadıklarımızdanmışsınızcasına güldüm.

I laughed like you were like those people that we weren't able to make Czechoslovakian.

Tom'a güldüm.

I laughed at Tom.

İçimden güldüm.

I laughed to myself.

İçimden güldüm tabii.

Of course, I laughed to myself.

Yüksek sesle güldüm.

I laughed out loud.

Onun şakasına güldüm.

I laughed at his joke.

Onun yüzüne güldüm.

I laughed in her face.

Elimde olmadan güldüm.

I could not help laughing.

Kıs kıs güldüm.

I snickered.

Ben aslında güldüm.

I actually laughed.

Çok güldüm , öleceğimi düşündüm.

- I laughed so much, I thought I'd die.
- I laughed so much, I thought I could die.

Ben kıkır kıkır güldüm.

I chuckled.

Tom onu söylediğinde güldüm.

I laughed when Tom said that.

Onu gördüğümde çok aşırı güldüm.

I laughed very hard when I saw that.

O kadar güldüm ki midem acıyor.

I laughed so much my stomach hurts.

Tom bana evlenmeyi planladığını söylediğinde güldüm.

- I laughed when Tom told me he was planning to get married.
- I laughed when Tom told me that he was planning to get married.

"Yardım edin!" diyen bir ses duydum. Güldüm.

I heard a voice saying "Help me!". I laughed.

Bana bu şakayı anlattıkları zaman kıçımla güldüm.

I laughed my ass off when they told me that joke.

Ben sadece başka herkes güldüğü için güldüm.

I just laughed because everyone else did.

İlginç yerleri ziyaret ettim ve elimde olmadan güldüm.

I saw the sight and laughed in spite of myself.

Öyle çok güldüm ki neredeyse gözümden yaş geliyordu.

I laughed so hard I almost cried.

- Kahkahayla gülmek elimde değildi.
- Elimde olmadan kahkahayla güldüm.

I couldn't help laughing out.

- Ben kendimi gülmekten alamadım.
- Elimde olmadan güldüm.
- Gülmemek elimde değildi.

I could not help laughing.