Translation of "Sesle" in English

Yüksek sesle söyledi.

He said it out loud.

Yüksek sesle okuyun.

Read it aloud.

Yüksek sesle güldüm.

I laughed out loud.

Yüksek sesle konuş!

Speak up!

Yüksek sesle konuşma.

- Don't talk so loud.
- Don't talk so loud!

Yüksek sesle horluyordu.

He was snoring loudly.

Yüksek sesle konuşmamalısın.

You must not speak loudly.

Alçak sesle konuştular.

They spoke softly.

Yüksek sesle konuşmalısın.

You must speak in a loud voice.

Yüksek sesle düşünme!

Don't think aloud!

Yüksek sesle konuş.

Speak louder.

İngilizceyi yüksek sesle okumalısın.

You ought to read English aloud.

Çok yüksek sesle konuşmamalısın.

You should not speak so loud.

Adam alçak sesle konuştu.

The man spoke in a low voice.

Zayıf bir sesle konuştu.

She spoke in a weak voice.

O yüksek sesle çaldı.

It rang loudly.

Tom yüksek sesle güldü.

- Tom laughed out loud.
- Tom laughed loudly.
- Tom laughed aloud.

Neden yüksek sesle konuşuyorsun?

Why are you speaking loudly?

Çok yüksek sesle konuştu.

He spoke very loudly.

Kitabı yüksek sesle okuyun.

Read the book aloud.

O yüksek sesle küfretti.

She cursed loudly.

Lütfen yüksek sesle konuşun.

Please speak in a loud voice.

Kaplan yüksek sesle gürledi!

The tiger growled loudly!

O yüksek sesle üfledi.

He exhaled loudly.

O yüksek sesle horluyordu.

She was snoring loudly.

O, yüksek sesle konuşuyor.

She shrieked.

Tom yüksek sesle alkışladı.

Tom applauded loudly.

Yüksek sesle söyleyebilir miyim?

Can I say it aloud?

Belgeyi yüksek sesle okudu.

He read the document aloud.

Burada yüksek sesle konuşmayın.

Don't talk in a loud voice here.

Lütfen alçak sesle konuşun.

Please speak in a low voice.

Uyurken yüksek sesle horladı.

While sleeping, he snored loudly.

Titiz bir sesle konuştu.

She spoke in a querulous voice.

Hikayeyi yüksek sesle oku.

Read the story aloud.

Kızlar yüksek sesle güldü.

The girls laughed loudly.

Tom yüksek sesle öksürdü.

Tom coughed loudly.

Tom yüksek sesle inledi.

Tom groaned loudly.

O yüksek sesle konuştu.

She spoke above her breath.

Sadece yüksek sesle düşünüyorum.

I'm just thinking out loud.

Kasten yüksek sesle konuşuyorum.

I am deliberately speaking loudly.

Kalabalık yüksek sesle yuhaladı.

The crowd booed loudly.

Yüksek sesle konuş, lütfen.

- Please speak up.
- Speak up, please.

Kedi yüksek sesle mırıldadı.

The cat purred loudly.

O yüksek sesle konuşuyor.

He is speaking loudly.

Tom yüksek sesle geğirdi.

Tom burped loudly.

Tom yüksek sesle üfledi.

Tom exhaled loudly.

Tom yüksek sesle kıkırdadı.

Tom giggled loudly.

Yüksek sesle kitabı okuyun.

Read the book out loud.

Tom yüksek sesle horluyordu.

Tom was snoring loudly.

Tom yüksek sesle konuşur.

Tom speaks loudly.

Yüksek sesle konuşmak zorundasın.

You've got to speak up.

Yüksek sesle konuşman gerekecek.

You'll have to speak up.

Ben yüksek sesle gülerim.

I laugh out loud.

O, yüksek sesle konuştu.

She spoke loudly.

Uyurken yüksek sesle horlar.

He snores loudly while sleeping.

Şiiri yüksek sesle okudu.

She read the poem aloud.

Bebek yüksek sesle ağladı.

The baby cried loudly.

Kocası yüksek sesle horluyordu.

Her husband was snoring loudly.

Tom yüksek sesle lanetledi.

Tom cursed loudly.

Oğlanlar yüksek sesle güldüler.

The boys laughed loudly.

Sirenler yüksek sesle çaldı.

Sirens blared.

Çok yüksek sesle konuşmaç

Don't speak so loudly.

Tom yüksek sesle horluyor.

Tom snores loudly.

- Onlar yüksek sesle teşvik etti.
- Onlar yüksek sesle tezahürat yaptı.

They cheered loudly.

- Tom yüksek sesle patlama duydu.
- Tom yüksek sesle bir patlama duydu.

Tom heard a loud bang.

Bağırma yüksek sesle yankı yapar.

The shouting echoes loud.

Biz yüksek sesle şarkı söyledik.

We sang in loud voices.

Daha yüksek sesle konuşun lütfen.

Speak louder, please.

Yüksek sesle konuşmaya gerek yok.

- There's no need to speak so loud.
- There isn't any need to speak so loud.

Müzisyen davulunu yüksek sesle çaldı.

The musician beat his drums loudly.

O, yumuşak bir sesle konuştu.

She spoke with a soft voice.

O, mektubu yüksek sesle okudu.

He read the letter in a loud voice.

Birisi yüksek sesle kapıyı çalıyor.

Someone is knocking loudly at the door.

O, şarkıyı düşük sesle söyledi.

She sang the song softly.

Onu yüksek sesle açıkça söyleyin.

Say it clearly in a loud voice.

Haksızlığa karşı yüksek sesle konuşmalısın.

You must speak out against injustice.

Yardım için yüksek sesle bağırdı.

- He gave a loud cry for help.
- He cried out for help in a loud voice.

Çocuklarla yumuşak bir sesle konuştu.

She spoke to the children in a gentle voice.

Tom mektubu yüksek sesle okudu.

Tom read the letter aloud.

O herkesi yüksek sesle selamlar.

He greets everyone loudly.

Konuşmanızı yaparken yüksek sesle konuşun.

Speak in a loud voice when you give your speech.

O, titrek bir sesle yanıtladı.

He answered with a shaky voice.

Tom belgeyi yüksek sesle okudu.

Tom read the document out loud.

Lütfen daha yüksek sesle konuşun.

Please speak more loudly.

Tom, uyurken yüksek sesle horluyordu.

Tom was snoring loudly while he slept.

Biraz daha yüksek sesle, lütfen.

A little louder, please.