Translation of "Endişelenerek" in English

0.002 sec.

Examples of using "Endişelenerek" in a sentence and their english translations:

Endişelenerek çok fazla zaman harcıyorsun.

You're spending too much time worrying.

Tom, bütün geceyi Mary hakkında endişelenerek geçirdi.

Tom spent the whole night worrying about Mary.

Tom, bütün geceyi ne olabileceği konusunda endişelenerek geçirdi.

Tom spent all night worrying about what might happen.

Tom bütün geceyi ne olacağı hakkında endişelenerek geçirdi.

Tom spent the whole night worrying about what might happen.

O kadar önemli olmayan şeyler hakkında endişelenerek zamanının çoğunu harcar mısın?

Do you spend most of your time worrying about things that don't matter so much?

Onlar kızların nasıl göründükleri ile ilgili endişelenerek erkeklerden daha çok zaman harcadıklarını söylüyorlar.

They say that girls spend more time worrying about how they look than boys do.

Küçük kozmetik detaylar hakkında endişelenerek zaman kaybetmektense web sitemiz için içerik yaratarak zamanımızı harcamalıyız.

We should spend our time creating content for our website rather than wasting time worrying about minor cosmetic details.