Translation of "Eleyip" in English

0.003 sec.

Examples of using "Eleyip" in a sentence and their english translations:

Sen ince eleyip sık dokuyorsun.

You're splitting hairs.

- Kılı kırk yarmayalım.
- İnce eleyip sık dokumayalım.

Let's not split hairs.

Polis bu yerin her santimini ince eleyip sık dokudu.

The police went over every inch of this place.

Tom Mary ile birlikte birkaç şeyi ince eleyip sık dokumak istedi.

Tom wanted to go over a few things with Mary.

Böyle bir şey söylemek çok iyi şekilde ince eleyip sık dokumayacaktır.

Saying something like that is not going to go over very well.

- Kılı kırk yarıyorsun.
- Sen kılı kırk yarıyorsun.
- İnce eleyip sık dokuyorsun.
- Sen ince eleyip sık dokuyorsun.
- Ufak ayrıntılar üzerinde fazla duruyorsun.
- Sen, ufak ayrıntılar üzerinde fazla duruyorsun.
- Kılı kırk yarıyorsunuz.
- İnce eleyip sık dokuyorsunuz.
- Ufak ayrıntılar üzerinde fazla duruyorsunuz.

You're splitting hairs.

- Sanırım çok seçicisin.
- Sanırım çok titizsin.
- Sanırım çok ince eleyip sık dokuyorsun.

I think you're too picky.