Translation of "Dinlenmek" in English

0.012 sec.

Examples of using "Dinlenmek" in a sentence and their english translations:

- Dinlenmelisin.
- Dinlenmek zorundasın.
- Dinlenmek zorundasınız.

- You have to rest.
- You've got to rest.

Dinlenmek zorundayım.

I have to take a rest.

Dinlenmek istemiyorum.

I don't want to rest.

Sadece dinlenmek istiyorum.

I just want to rest.

Dinlenmek için uzandım.

I lay down to rest.

Dinlenmek istiyor musunuz?

Do you want to rest?

Sadece dinlenmek zorundayız.

We've just got to relax.

Biraz dinlenmek isteyebilirsin.

You may want to get some rest.

Canım dinlenmek istiyor.

I feel like a rest.

Dinlenmek ister misin?

Would you like to take a recess?

Dinlenmek zaman alır.

It takes time to relax.

Şimdi dinlenmek istiyorum.

Now I want to rest.

Tom dinlenmek istiyor.

Tom wants to relax.

Biraz dinlenmek zorundasın.

You have to rest a little.

Ben dinlenmek istiyorum.

I want to take a rest.

Ben dinlenmek istedim.

I wanted to take a rest.

Dinlenmek en iyisidir.

It is best to rest.

Tom dinlenmek istemiyor.

Tom doesn't want to relax.

Tom dinlenmek istemedi.

Tom didn't want to relax.

Tom dinlenmek istiyordu.

Tom wanted to relax.

Şimdi dinlenmek zorundayım.

Now I have to rest.

Sadece dinlenmek istiyordum.

I only wanted to rest.

- Yeteri kadar dinlenmek önemlidir.
- Yeterince dinlenmek çok önemlidir.

It's very important to get enough rest.

Canınız dinlenmek istiyor mu?

Do you feel like resting?

Sürücünün canı dinlenmek istedi.

The driver felt like taking a rest.

Dinlenmek için vaktim yok.

I have no time to have a rest.

Başın ağrıyorsa dinlenmek zordur.

It's hard to relax when you have a headache.

Dinlenmek biraz zaman alır.

It takes a while to relax.

Sen hastasın. Dinlenmek zorundasın.

You're sick. You have to rest.

Biraz dinlenmek istiyor musun?

Do you want to rest for a bit?

Dinlenmek için evde kaldım.

I stayed home to rest.

Kızma. Gerçekten dinlenmek zorundayım.

Don't be angry. I really have to rest.

Dinlenmek için biraz zamanım var.

I have a bit of time to relax.

Biz dinlenmek için buraya geldik.

We came here to relax.

Tom dinlenmek için eve gidiyor.

Tom is going home to rest.

Sadece dinlenmek zorundasın, tamam mı?

You just have to relax, OK?

Bana dinlenmek için zaman verin.

Give me time to relax.

Yolculuk uzundu ve dinlenmek istiyorum.

The trip was long and I want to rest.

Tom'un dinlenmek için zamanı yoktu.

Tom didn't have time to relax.

Dinlenmek için biraz zamanımız var.

We've got a little time to relax.

Dinlenmek için bir bankta otururuz.

We sit on a bench to rest.

Sami bir süre dinlenmek istedi.

Sami wanted to rest for a while.

Tom, bütün gün çalışıyordu, dinlenmek istedi.

Tom, who had been working all day, wanted to have a rest.

O dinlenmek için mi buraya geldi?

Did she come here to relax?

Bütün yapmak istediğimiz oturmak ve dinlenmek.

All we want to do is sit down and rest.

Onun dinlenmek için zamana ihtiyacı var.

She needs time to relax.

Dinlenmek için çok zamanın var mı?

Do you have a lot of time to relax?

O buraya dinlenmek için mi geliyor?

Is she coming here to relax?

Tom'un dinlenmek için zamana ihtiyacı var.

- Tom needs a break.
- Tom needs time to relax.

Uzanmak ve bir süre dinlenmek istiyorum.

I want to lie down and rest for a while.

Tüm gün çalıştığı için dinlenmek istedi.

Having worked all day, he wanted to take a rest.

Benim orada dinlenmek için hiçbir şansım yoktu.

I had no chance to relax there.

Bir saat yürüdükten sonra dinlenmek için durduk.

After walking for an hour, we stopped to take a rest.

Şehirin dinlenmek için harika bir yeri vardır.

The city has a wonderful place to take a rest.

Bir süre dinlenmek ve ağırdan almak istiyorum.

I'd like to relax and take it easy for a while.

İşi bitirdikten sonra, dinlenmek için kafeteryaya gittim.

Having finished the work, I went to the coffee shop for a rest.

Çok yorgun olduğumdan dolayı dinlenmek için durdum.

Becoming very tired, I stopped to rest.

Böyle bir yerde dinlenmek için zamanı değildi.

It was not time for relaxing at a place like this.

Sakıncası yoksa bir süre burada dinlenmek istiyorum.

If you don't mind, I'd like to rest here for a while.

Gün boyunca çalışmış olan Tom dinlenmek istiyordu.

- Tom, who had been working all day, wanted to have a rest.
- Tom, having worked all day, wanted to take a rest.

Tom'un gerçekten ihtiyacı olan şey biraz dinlenmek.

What Tom really needs now is some rest.

Dinlenmek gibi daha yoğun bir ruh hali içindeyken

When you have a dominant mental state, like relaxation,

Dinlenmek için pek akıllıca bir seçim değil sanki.

It might not seem the wisest place to rest,

Yaşlı adam dinlenmek için kısa bir süre durdu.

The old man stopped for a moment to rest.

Zaman zaman dinlenmek ve her şeyi unutmak istiyorum.

From time to time, I want to relax and forget everything.

Oturup dinlenmek için sakin bir yer güzel olurdu.

A quiet place to sit and rest would be nice.

- Rahatlamak için ne yapıyorsun?
- Dinlenmek için ne yapıyorsun?

What do you do for relaxation?

Halkalı foklar sabah güneşinde dinlenmek için kendilerini yüzeye atar.

Ringed seals haul out to rest in the morning glow.

Ben sadece parkta dinlenmek ve bir kitap okumak istiyorum.

I just want to relax in the park and read a book.

- Sen hiç dinlenmez misin?
- Sen dinlenmek nedir bilmez misin?

Don't you ever rest?

Tom'un gerçekten tek istediği oturmak ve dinlenmek için bir yerdi.

All Tom really wanted was a place to sit down and rest.

Sonsuz yoğun bataklık arazi neredeyse dinlenmek için hiç kuru alan barındırmıyor.

The endless dense swampland offers almost no dry areas for resting.

Güneş ışığında kafam dönmeye başladı ve dinlenmek için çim üzerinde uzandım.

In the sunlight my head started to spin, and I lay down to have a rest on the grass.

Tom'un kasları çok yorgundu ve eve gitmek ve banyoda bir süre dinlenmek istedi.

Tom's muscles were tired and he wanted to get home and soak in a hot bath for a while.

İşe geri dönmeden önce öğle yemeği yemek, tuvalete gitmek ve dinlenmek için sadece yarım saatim var.

I have just half an hour to have lunch, take a dump and rest before I go back to work.