Translation of "Düzeltmeye" in English

Sorunu düzeltmeye çabalıyoruz.

We're attempting to correct the problem.

Onu düzeltmeye çalışacağım.

- I'll try to fix it.
- I'll try to repair it.

Bu hatayı düzeltmeye çalışıyoruz.

- We are working to fix this bug.
- We're working to fix this bug.

Omurga eğriliğini düzeltmeye çalışıyor.

He's trying to correct his scoliosis.

Tom bilgisayarı düzeltmeye çalıştı.

- Tom has tried to fix the computer.
- Tom tried to fix the computer.

Sağlıklarını düzeltmeye yardımcı olabilir mi?

help them turn their health around?

Görünüşe göre evliliklerini düzeltmeye çalışıyorlar.

Apparently, they're trying to patch up their marriage.

Bu yanlış anlaşılmayı düzeltmeye çalışalım.

Let's try to clear up this misunderstanding.

Baba, onun hatasını düzeltmeye çalışıyordu.

Father was trying to correct his mistake.

Tom hatalarını düzeltmeye isteksiz görünüyor.

- Tom seems to be unwilling to correct his mistakes.
- Tom doesn't seem to be willing to correct his mistakes.

Bunu düzeltmeye çalışacağım, ancak yapamayabilirim.

I'll try to fix this, but I might not be able to.

Onu düzeltmeye çalışarak boşa zaman harcama.

Don't waste time trying to fix it.

Bunu düzeltmeye çalışmak bir zaman kaybı.

Trying to fix this is a waste of time.

Bunu düzeltmeye çalışacağım, ancak söz veremem.

I'll try to fix this, but I can't make any promises.

Tom Mary'nin moralini düzeltmeye çalıştığını söyledi.

- Tom said he tried to cheer Mary up.
- Tom said that he tried to cheer Mary up.

Tom onu kendi başına düzeltmeye çalıştı.

Tom tried to fix it himself.

O, çocuğun yalanlar söyleme alışkanlığını düzeltmeye çalıştı.

She has tried to correct the child’s habit of telling lies.

Bunu düzeltmeye çalışmak için çok zaman harcadım.

I've spent a lot of time trying to fix this.

- Bu sorunu düzeltmeye çalışıyorum.
- Bu sorunu gidermeye çalışıyorum.

I'm trying to remedy the problem.

Ve bir hata yaparsak bunu kabul edip düzeltmeye çalışacağız.

And if we are wrong, we will acknowledge it and correct it.

Fakat ne zaman annem ile babam, yanlışımı düzeltmeye çalışsa, üzülürdüm.

But whenever my mom or dad tried to correct me, I'd get upset.

Sorunu düzeltmeye çalışmadan önce ne kadar uzun beklersek o kadar kötü olur.

The longer we wait before trying to correct the problem, the worse it's going to get.