Translation of "Bulabilecek" in English

Onu bulabilecek miyim?

Will I be able to find it?

Hiç değilse evin yolunu bulabilecek.

At least he won't get lost on his way home.

- Onu bulabilecek miyim?
- Onu bulabilir miyim?

Can I find that?

O bilgiyi bize bulabilecek birini tanıdığını söyledin.

You said you knew someone who could get us that information.

Bakalım daha iyi bir çözüm bulabilecek miyiz.

Let's see if we can come up with a better solution.

Bence Tom bunu yapmanın bir yolunu bulabilecek.

- I think Tom will be able to figure out a way to do that.
- I think that Tom will be able to figure out a way to do that.

Sorunu görüşelim ve bir çözüm bulabilecek miyiz görelim.

Let's discuss the problem and see if we can come up with a solution.

Tamam, bu konuda akıllıca davranmalıyız. Bakalım, buralarda pati izi bulabilecek miyiz?

Okay, we need to get smart about this now. See if we can pick up any paw prints around here.