Translation of "Bozmak" in English

0.007 sec.

Examples of using "Bozmak" in a sentence and their english translations:

Alışkanlıkları bozmak zordur.

Habits are difficult to break.

Sürprizi bozmak istemiyorum.

- I wouldn't want to spoil the surprise.
- I don't want to spoil the surprise.

Bunu bozmak istemiyorum.

I don't want to mess that up.

Tom'un tatilini bozmak istemiyorum.

I don't want to ruin Tom's holiday.

Ben sözümü bozmak istemem.

I don't want to break my promise.

Bu görüntüyü bozmak için çabalayacaktır.

until it gets the image it's happy with.

Biz bu müzakereyi bozmak istiyoruz.

We want to break off this negotiation.

Tom Mary'ye nişanı bozmak istediğini söyledi.

Tom told Mary that he wanted to break off the engagement.

Eski sevgilim yeni ilişkimi bozmak istiyor.

My ex wants to ruin my new relationship.

Eski karım yeni ilişkimi bozmak istiyor.

My ex-wife wants to ruin my new relationship.

Hayatımdaki en iyi anı bozmak mı istiyorsun?

Do you want to spoil the best moment in my life?

Sami mahkumiyetini bozmak için bir kampanya başlattı.

Sami launched a campaign to overturn his conviction.

Sana daha önce söylerdim ama akşam yemeğini bozmak istemedim.

- I would've told you earlier, but I didn't want to ruin dinner.
- I would have told you earlier, but I didn't want to ruin dinner.

Fahişelik, kumar, uyuşturucu madde kullanımı, sarhoşluk, düzeni bozmak ve diğer yasadışı etkinlikler kesinlikle yasaklanmıştır.

Prostitution, gambling, the use of narcotic substances, drunkenness, disorder, and all other illegal activities are STRICTLY FORBIDDEN.

Zaten tam olarak bilmediğim bir konuda, o kişiyle karşılıklı tartışmaya girip de sinirlerimi bozmak istemiyorum.

I don't want to get angry, arguing with that guy on a subject which I don't know thoroughly.

Ben bu 100 dolarlık banknotu, dört tane 20 dolarlık banknot ve yirmi tane tekliğe bozmak istiyorum.

I'd like to break this 100 dollar bill into four 20 dollar bills and twenty singles.