Translation of "Boğulan" in English

0.003 sec.

Examples of using "Boğulan" in a sentence and their english translations:

Şüphesiz boğulan çocuğu kurtarmalıyım.

I must save the drowning child by all means.

Boğulan adam ipi yakaladı.

The drowning man grasped at the rope.

Boğulan adamlardan hiçbiri kurtarılamadı.

Neither of the drowning men could be saved.

Boğulan adam yardım için bağırdı.

The drowning man shouted for help.

Bill boğulan çocuğu kurtarmak için nehre daldı.

Bill dived into the river to save the drowning child.

Şu uzun boylu genç boğulan çocuğu kurtardı.

That tall boy saved the drowning child.

O, kendi hayatı pahasına boğulan çocuğu kurtardı.

He saved the drowning boy at the risk of his own life.

Adam boğulan kadına yardımcı olmak için daldı.

The man dived to the drowning woman's aid.

Tom boğulan çocuğu kurtarmak için hayatını riske attı.

Tom risked his life to save the drowning boy.

- Suya düşen yılana sarılır.
- Boğulan bir insan saman çöpünü tutmaya çalışır.

A drowning man will catch at a straw.

- Borca boğulan insanlar var.
- Borca gömülen insanlar var.
- Borç batağında insanlar var.

There are people drowning in debt.