Translation of "Bill" in English

0.017 sec.

Examples of using "Bill" in a sentence and their english translations:

- Bill, Japonya'daydı.
- Bill Japonya'daydı.

Bill was in Japan.

Bill, Bill! Kendini nasıl hissediyorsun?

Bill, Bill! How do you feel?

Bill O'Reilly,

You have Bill O'Reilly

Haydi, Bill.

Come on, Bill.

Bill Japonya'daydı.

Bill was in Japan.

- Bill mektup yazdı.
- Mektubu Bill yazdı.

Bill wrote the letter.

- Bill bisiklete binebilir.
- Bill bisiklet sürebilir.

Bill can ride a bicycle.

- Bill sigarayı bıraktı.
- Bill sigarayı kesti.

Bill stopped smoking.

- Bill her zaman dürüsttür.
- Bill her zaman dürüst.
- Bill daima dürüsttür.

Bill is honest all the time.

- Bill her zaman dürüsttür.
- Bill daima dürüsttür.

Bill is always honest.

- Bill oldukça çekingendir.
- Bill oldukça içine kapanıktır.

Bill is quite reserved.

Ve Bill Gates

And Bill Gates

Merhaba, Bill. Nasılsın?

Hi, Bill. How are you?

Bill matematikte iyidir.

Bill is good at mathematics.

Bill suçu işlemedi.

Bill did not commit the crime.

Bill partiye gelmedi.

Bill didn't turn up at the party.

Bill televizyonu açtı.

Bill turned on the television.

Bill, oraya gitme!

Bill, don't go there!

Bill ayartmaya direndi.

Bill resisted the temptation.

Bill, kapıyı aç.

Bill, open the door.

Bill sigarayı bıraktı.

Bill stopped smoking.

Bill Japonya'ya gitti.

Bill's been to Japan.

Onlara Bill Anders katıldı.

Joining them was Bill Anders.

Bill ilk topu kaçırdı.

Bill missed the first ball.

Bill yazı işleri kadrosunda.

Bill is on the editorial staff.

Bill kardeşinden tamamen farklıdır.

Bill is completely unlike his brother.

Bill Japoncayı biraz konuşabilir.

Bill can speak Japanese a little.

Bill Tom'a aniden vurdu.

Bill dealt Tom a sudden blow.

Bill, haklı olduğunu haykırdı.

Bill shouted that he was all right.

Bill nadiren zamanında gelir.

Bill is seldom ever on time.

Bill sınav hakkında sinirli.

Bill is nervous about the exam.

Bill sınavı geçmeyi başardı.

Bill was able to pass the exam.

Bill omuzumu yavaşça vurdu.

Bill tapped me on the shoulder.

Bill büyük bir dövüşçü.

Bill is a great fighter.

Bill, kapıya cevap ver.

Bill, answer the door.

Mektup Bill tarafından yazıldı.

The letter was written by Bill.

Bill New York yolunda.

Bill is on his way to New York.

Bill Gates, Microsoft'un kurucusudur.

Bill Gates is the founder of Microsoft.

Bill kazanacak, değil mi?

Bill will win, won't he?

Bill denizin yanında yaşıyor.

Bill lives near the sea.

Bill bir beyzbol oyuncusu.

Bill is a baseball player.

Eve erken gel, Bill.

Come home early, Bill.

Bill her zaman dürüst.

Bill is honest all the time.

Bill bütün evi araştırdı.

Bill searched the entire house.

Bill ile konuşabilir miyim?

- May I speak to Bill?
- Can I speak with Bill?

Bill biraz Japonca konuşabiliyor.

Bill can speak a little Japanese.

Bill bana kitap getirdi.

Bill brought me the book.

Bill Clinton suçsuz bulundu.

Bill Clinton was found not guilty.

Bill Clinton suçlamayı reddetti.

Bill Clinton denied the accusation.

Bill Gates, Microsoft'u kurdu.

Bill Gates founded Microsoft.

Uzun süredir seni görmedim, Bill.

I haven't seen you for a long time, Bill.

Bill gelecek hafta geri gelecek.

Bill will return next week.

Bill gerçekten çok fazla içer.

Bill really drinks like a fish.

Bill bir saldırgan tarafından öldürüldü.

Bill was killed by an intruder.

Bill, bir tabanca ile öldürüldü.

Bill was killed with a gun.

Bill diğer insanlarla asla tartışmaz.

Bill never argues with other people.

Bill senin gibi uzun değil.

Bill is not tall like you.

Bill sık sık parka gider.

Bill often goes to the park.

Bill bir motosikleti delicesine seviyor.

Bill was crazy for a motorbike.

Bill Florida'dan bütün yolu geldi.

Bill came all the way from Florida.

Bill Mary'ye aşık gibi görünüyor.

Bill seems to be stuck on Mary.

Bill o adam tarafından öldürüldü.

Bill was killed by that man.

Tom Bill kadar hızlı koşmaz.

Tom doesn't run as fast as Bill.

"Bill Japonya'da mıydı?" "Evet, öyleydi."

"Was Bill in Japan?" "Yes, he was."

Ken Bill kadar uzun boylu.

Ken is as tall as Bill.

Bill, Jack kadar uzun boylu.

Bill is as tall as Jack.

Bill sınav için kaydını yaptırdı.

Bill signed up for the exam.

Bill sınıfında en hızlı koşabilir.

Bill can run the fastest in his class.

Bill günaşırı balık tutmaya gider.

Bill goes fishing every other day.

Bill, Bob'tan daha hızlı koşar.

Bill runs faster than Bob.

Bill saatlerce ağlamaya devam etti.

Bill kept on crying for hours.

Bill sık sık sözlerini tutmaz.

Bill often doesn't keep his promises.

Bill tam bir geri zekalı.

Bill is a complete idiot.

Bill dün gece beni aradı.

Bill called me last night.

Bill, bu gece beni ara.

Bill, give me a call tonight.

Bill Bob'tan daha hızlı koşabilir.

Bill can run faster than Bob.

Bill Bob kadar uzun değil.

Bill is not as tall as Bob.

Bill, bu akşam beni ara.

Bill, give me a call this evening.

Bill bir hırsız tarafından öldürüldü.

Bill was killed by a burglar.

Bill bana bu kitabı getirdi.

Bill brought me this book.

Bill az biraz Japonca konuşur.

Bill speaks a little Japanese.

Bill Clinton'un vergileri yükselteceğini söyledi.

He said Bill Clinton would raise taxes.

Ona karşı nazik ol, Bill.

Be kind to her, Bill.

Ken, Bill gibi uzun boylu.

Ken is tall, just like Bill.

- Bill çıldırdı ve Dick'e ağzına geleni söyledi.
- Bill sinirlendi ve Dick'e küfretti.

Bill got mad and called Dick names.

- Bill, babasının çok sigara içtiği gerçeğini sevmez.
- Bill babasının çok sigara içmesinden hoşlanmaz.

Bill doesn't like the fact that his father smokes a lot.

Bill hariç onu onların hepsi yaptı.

Except for Bill, they all made it.