Translation of "Bitişikte" in English

Onlar bitişikte yaşarlar.

They live next door.

Tom bitişikte yaşadı.

Tom lived next door.

O bizim bitişikte yaşadı.

She lived next door to us.

Onlar bitişikte yaşayan insanlardır.

They are the people who live next door.

Bitişikte yaşayan gence soralım.

Let's ask the boy who lives next door.

O, bitişikte yaşayan adamdır.

That's the man who lives next door.

Bitişikte oturan çift tekrar tartışıyor.

The couple next door are fighting again.

Tom bitişikte yaşayan adamla geçinemiyor.

Tom doesn't get along with the man who lives next door.

Bitişikte yaşayan adamdan nefret ediyorum.

I hate the guy who lives next door.

O, bitişikte yaşamasına rağmen, bize selam bile vermez.

- Though living next door, he doesn't even say hello to us.
- Even though he lives next door, he doesn't even say hello to us.

Bitişikte yaşayan çocuk sık sık eve geç gelir.

The boy who lives next door often comes home late.

Tom üç ay öncesine kadar bize bitişikte yaşadı.

Tom lived next door to us until three months ago.

Mary John'un birlikte yaşadığı otobüs şoförüne bitişikte mi yaşıyor?

Does Mary live next door to the bus driver that John worked with?