Translation of "Yaşadı" in English

0.013 sec.

Examples of using "Yaşadı" in a sentence and their english translations:

Götürmenin memnuniyetini yaşadı .

army back to the Portuguese frontier.

Londra'nın merkezinde yaşadı.

He lived in the center of London.

Beklentilerimize uygun yaşadı.

She lived up to our expectations.

Bin Singapurda yaşadı.

Bin lived in Singapore.

Büyükannem bizimle yaşadı..

My grandmother lived with us.

Yıllarca orada yaşadı.

She lived there for many years.

Tom Avustralya'da yaşadı.

Tom lived in Australia.

Dedem uzun yaşadı.

My grandfather lived a long life.

Tom orada yaşadı.

Tom lived there.

Tom bitişikte yaşadı.

Tom lived next door.

Tom nerede yaşadı?

Where did Tom live?

Tom, Boston'da yaşadı.

Tom lived in Boston.

Tom ormanda yaşadı.

Tom lived in the woods.

Tom bizimle yaşadı.

Tom lived with us.

Sağlık sorunları yaşadı.

He suffered from health problems.

İş kazası yaşadı.

She had an accident at work.

Tom benimle yaşadı.

Tom lived with me.

- Tom bir endişe nöbeti yaşadı.
- Tom panik atak yaşadı.

Tom had an anxiety attack.

- Mutlu bir hayat yaşadı.
- O mutlu bir hayat yaşadı.

She lived a happy life.

90 yaşına kadar yaşadı.

- He lived to be ninety.
- He lived until the age of 90.

Şirket büyük kayıplar yaşadı.

The company suffered big losses.

O, bir talihsizlik yaşadı.

A misfortune befell him.

O bizim bitişikte yaşadı.

She lived next door to us.

Yalnız bir hayat yaşadı.

She lived a lonely life.

O, bilinmezlik içinde yaşadı.

He lived in obscurity.

Üniversite günlerinde Kyoto'da yaşadı.

He lived in Kyoto in his college days.

Sade bir hayat yaşadı.

He lived a simple life.

Tek başına orada yaşadı.

He lived there by himself.

O, orada yalnız yaşadı.

He lived there all by himself.

Zor bir hayat yaşadı.

She's had a hard life.

Ormanda yalnız başına yaşadı.

He lived alone in the forest.

Ankara'da altı yıl yaşadı.

He lived in Ankara for six years.

Jack yıllarca Japonya'da yaşadı.

Jack lived in Japan for several years.

Tom oldukça sıkıntı yaşadı.

Tom has been through quite an ordeal.

Tom yıllarca Boston'da yaşadı.

Tom lived in Boston for many years.

Tom yıllarca orada yaşadı.

Tom lived there for many years.

Tom çok uzun yaşadı.

Tom lived to a ripe old age.

Tom yıllarca boston'da yaşadı.

Tom lived in Boston for years.

O amcasına bitişik yaşadı.

He lived next to his uncle.

Onlar barış içinde yaşadı.

They lived in peace.

Tom bir çiftlikte yaşadı.

Tom lived on a farm.

Halası ile birlikte yaşadı.

He boarded with his aunt.

Tom Boston'un merkezinde yaşadı.

Tom lived in the center of Boston.

On sekizinci yüzyılda yaşadı.

He lived in the eighteenth century.

Tom çocukken Boston'da yaşadı.

- Tom lived in Boston when he was a kid.
- Tom lived in Boston when he was a child.

Tom üst katta yaşadı.

Tom lived upstairs.

Aile yoksulluk içinde yaşadı.

The family lived in poverty.

Tom otuz yıl yaşadı.

Tom lived for thirty years.

Tom batı yakasında yaşadı.

Tom lived on the west coast.

O, yıllarca orada yaşadı.

She lived there for years.

Calamity Jane, California'da yaşadı.

Calamity Jane lived in California.

Küçük kız Brezilya'da yaşadı.

The little girl lived in Brazil.

Yetmiş yaşına kadar yaşadı.

He lived to be seventy years old.

Uzun süre İzlanda'da yaşadı.

- He spent a lot of time in Iceland.
- He lived in Iceland very long.

Tom yıllarca Avustralya'da yaşadı.

Tom lived in Australia for quite a few years.

Tom bir sarsıntı yaşadı.

Tom had a concussion.

Tom amcasının yanında yaşadı.

Tom lived next to his uncle.

Tom birçok kayıp yaşadı.

Tom has suffered many losses.

Tom uzun süre yaşadı.

Tom lived for a long time.

Tom da Boston'da yaşadı.

Tom also lived in Boston.

Sami aşırı kayıp yaşadı.

Sami suffered excessive loss.

Sami bir hayaletle yaşadı.

Sami lived with a ghost.

Tom neden Avustralya'da yaşadı?

Why did Tom live in Australia?

Tom çocukken Avustralya'da yaşadı.

- Tom lived in Australia when he was a kid.
- Tom lived in Australia when he was a child.

Bir yıl orada yaşadı.

He has lived there for a year.

Talihsiz bir kaza yaşadı.

He met with an unfortunate accident.

Doksan beşine kadar yaşadı.

He lived to be 95.

95 yaşına kadar yaşadı.

He lived to be 95 years old.

- O, mutsuz bir hayat yaşadı.
- O mutsuz bir hayat yaşadı.

She lived an unhappy life.

- O yıllarca yalnız yaşadı.
- Yıllarca yalnız yaşadı.
- Yıllardır yalnız yaşıyor.

She has lived alone for ages.

- Tom nefes almakta zorluk yaşadı.
- Tom nefes almada sorun yaşadı.

Tom had trouble breathing.

- Sami ışıltılı bir hayat yaşadı.
- Sami parıltılı bir hayat yaşadı.

Sami lived a glittering life.

- Sami ormanda 76 gün yaşadı.
- Sami cangılda 76 gün yaşadı.

Sami lived 76 days in the jungle.

- Tom travmatik bir deneyim yaşadı.
- Tom sarsıcı bir olay yaşadı.

Tom had a traumatic experience.

- Amcam iki yıl Vaşington'da yaşadı.
- Dayım iki yıl Washington DC'de yaşadı.

My uncle lived in Washington, D. C. for two years.

Tom Japonya'da on yıl yaşadı.

Tom lived in Japan for ten years.

Yaşlı adam tek başına yaşadı.

The old man lived by himself.

Şirket büyük bir zarar yaşadı.

The company suffered a great loss.

O, 56 Russell Square'de yaşadı.

She lived at 56 Russell Square.

Yaklaşık beş yıl orada yaşadı.

She lived there about five years.

O, her zaman Otaru'da yaşadı.

She has always lived in Otaru.

O doksan yaşına kadar yaşadı.

She lived to be ninety.

O dürüst bir hayat yaşadı.

He lived a moral life.

Hayatının çoğunu yurt dışında yaşadı.

He lived abroad for much of his life.

O mutlu bir hayat yaşadı.

He lived a happy life.

O, bir süre burada yaşadı.

He lived here for a time.

O, serbest bir hayat yaşadı.

He has led a loose life.

Teyzem mutlu bir hayat yaşadı.

My aunt lived a happy life.

Kral, eski kale de yaşadı.

A king lived in an old castle.

O uzun bir süre yaşadı.

She lived for a long time.

O, yıllarca yurt dışında yaşadı.

He lived abroad for many years.

Olgun bir yaşa kadar yaşadı.

He lived to a ripe old age.

Amcam mutlu bir hayat yaşadı.

My uncle lived a happy life.