Translation of "Tartışıyor" in English

Ebeveynlerim tartışıyor.

- My parents are quarrelling.
- My parents quarrel.
- My parents are quarreling.

Ailem tartışıyor.

- My parents are quarrelling.
- My parents quarrel.

Onlar tartışıyor.

- They are arguing.
- They're arguing.

Tom kiminle tartışıyor?

Who's Tom arguing with?

Ebeveynlerim sürekli tartışıyor.

My parents are constantly arguing.

Onlar ne tartışıyor?

What are they discussing?

Tom Mary ile tartışıyor.

Tom is arguing with Mary.

O hangi konuları tartışıyor?

What topics is she discussing?

Tom ve Mary tartışıyor.

Tom and Mary are arguing.

Bunu şimdi tartışıyor olmamalıyız.

We shouldn't be discussing this now.

Tom, Mary ile tartışıyor.

Tom has been arguing with Mary.

Tom'la hiç tartışıyor musun?

Do you ever argue with Tom?

- Tom sırf tartışma olsun diye tartışıyor.
- Tom sadece tartışmış olmak için tartışıyor.
- Tom sadece gıcıklık olsun diye tartışıyor.

Tom argues just for the sake of arguing.

Bitişikte oturan çift tekrar tartışıyor.

The couple next door are fighting again.

Onlar mülkiyet payları hakkında tartışıyor.

They are arguing about their share of the property.

Tom ve Mary sınıfta tartışıyor.

Tom and Mary are arguing in the classroom.

Tom ve Mary birbiriyle tartışıyor.

Tom and Mary are arguing with each other.

Tom ve Mary sürekli tartışıyor.

Tom and Mary are constantly arguing.

Makale sorunu etik açısından tartışıyor.

The paper discusses the problem in terms of ethics.

Tom ve Mary tekrar tartışıyor.

Tom and Mary are arguing again.

İkiniz sık sık tartışıyor musunuz?

Do you two often argue?

Sami benimle her zaman tartışıyor.

Sami is always arguing with me.

Tom her zaman benimle tartışıyor.

Tom is always arguing with me.

Tom ve Mary her zaman tartışıyor.

Tom and Mary are always arguing.

Tom ve Mary tartışıyor gibi görünüyor.

Tom and Mary seem to be arguing.

Tom sırf tartışma olsun diye tartışıyor.

Tom argues just for the sake of arguing.

Tom görünüşe göre Mary ile tartışıyor.

Tom has apparently been arguing with Mary.

Tom her zaman Mary ile tartışıyor.

Tom is always arguing with Mary.

Onlar çok önemli bir konuyu tartışıyor görünüyordu.

They seemed to be discussing a matter of great importance.

Tom ve Mary bir şey hakkında tartışıyor.

Tom and Mary are arguing about something.

Tom sık sık para konusunda karısıyla tartışıyor.

Tom often argues with his wife about money.

- Tom, karısıyla kavga ediyor.
- Tom, karısıyla tartışıyor.

Tom is bickering with his wife.

Tom ve Mary sürekli tartışıyor gibi görünüyor.

Tom and Mary seem to argue all the time.

Sen ve ben çok tartışıyor gibi görünüyoruz.

You and I seem to argue a lot.

Bunu ofisimizde tartışıyor olmamız gerektiğini düşünmüyor musun?

Don't you think we should be discussing this in my office?

- Tom ve Mary her zaman tartışıyor gibi görünüyor
- Tom ve Mary her zaman tartışıyor gibi görünüyor.

Tom and Mary always seem to be arguing.