Translation of "Bırakamadı" in English

0.003 sec.

Examples of using "Bırakamadı" in a sentence and their english translations:

Başı beladaki arkadaşını bırakamadı.

He could not forsake his friend in trouble.

Çiftçi oğullarına hiçbir servet bırakamadı.

The farmer could leave no wealth to his sons.

Tom Mary ile konuşmayı bırakamadı.

Tom couldn't stop talking to Mary.

Sami o konuyu düşünmeyi bırakamadı.

Sami couldn't stop thinking about that.

Tom, Mary hakkında konuşmayı bırakamadı.

Tom couldn't stop talking about Mary.