Translation of "Başı" in English

0.009 sec.

Examples of using "Başı" in a sentence and their english translations:

- Başı ağrıyordu.
- Onun başı ağrıyordu.

He had a headache.

- Onun başı ağrıyor.
- Başı ağrıyor.

- He's got a headache.
- He has a headache.

Başı ağrıyordu.

- His head ached.
- He had a headache.

Uykusuzluktan başı ağrıyordu.

She had a headache from lack of sleep.

Mary'nin başı ağrıyor.

Mary has a headache.

Onun başı ağrıyordu.

- His head ached.
- He had a headache.
- She had a headache.

Başı büyük dertte.

He's in big trouble.

Tom'un başı dertte.

Tom is in trouble.

Onun başı belada.

She's in trouble.

Tom'un başı dertteydi.

Tom was in trouble.

Onların başı belada.

They're in trouble.

Onun başı dertte.

- He is in trouble.
- He's in trouble.

Onun başı ağrıyor.

She has a headache.

Carol'ın başı ağrıyor.

Carol has a headache.

Tom'un başı dönüyor.

- Tom is feeling dizzy.
- Tom got dizzy.
- Tom's head is spinning.

Herkesin başı dertte.

Everyone's in trouble.

Tom'un başı ağrır.

Tom gets headaches.

Birinin başı belada.

Someone's in trouble.

Onun başı griydi.

- His head was gray.
- His head was grey.
- Her head was grey.
- Her head was gray.

Babamın başı grileşti.

My father's head has turned gray.

Tom'un başı ağrıyor.

Tom has a headache.

Tom'un başı dönmez.

Tom doesn't get dizzy.

Jim'in başı dertte.

Jim is in trouble.

Sami'nin başı dertte.

Sami got in trouble.

Leyla'nın başı kanıyordu.

Layla was bleeding from the head.

Sami'nin başı çıkarıldı.

Sami's head was removed.

Firmamızın başı dertte.

Our company is in trouble.

Heykelin başı kayıp.

The statue's head is missing.

Başı açık yada başı kapalı diyerek yaftalanıyor birde

He is labeled saying head is open or head is closed.

- Tom'un başı büyük belada.
- Tom'un başı büyük dertte.

- Tom is in deep trouble.
- Tom is in big trouble.

Saat başı haber yayınlıyoruz.

We broadcast news on the hour.

Başı havadar düşüncelerle doluydu.

Her head was full of airy thoughts.

Onun başı düşmeyle yaralandı.

His head was hurt by the fall.

Şimdi onun başı belada.

He is in trouble now.

Başı beladaki arkadaşını bırakamadı.

He could not forsake his friend in trouble.

Tom'un başı dertte mi?

Is Tom in trouble?

Sanırım Tom'un başı belada.

- I think Tom is in trouble.
- I think that Tom is in trouble.

Bu kızların başı belada.

These girls are in trouble.

Tom'un şirketinin başı dertte.

Tom's company is in trouble.

Tom'un başı belaya girdi.

Tom got into trouble.

Şimdi Tom'un başı dertte.

Tom is in trouble now.

Eski müdürün başı dertte.

The former director is in a doghouse.

Jane'in başı ciddi belada.

Jane is in serious trouble.

Tom'un asla başı ağrımaz.

Tom never gets headaches.

Birçok mahkumun başı vuruldu.

Many of the prisoners were decapitated.

Tom'un başı yine dertte.

Tom's in trouble again.

Tom' un başı dönüyor.

- Tom is feeling dizzy.
- Tom is dizzy.

Tom'un başı belada değil.

Tom isn't in trouble.

Tom'un şimdi başı dertte.

- Tom is in trouble now.
- Tom is now in trouble.

Mary'nin başı dönüyor olabilir.

Mary may be feeling dizzy.

Tom'un yine başı dertte.

Tom is in trouble again.

Tom'un başı belada olabilir.

Tom might be in trouble.

Tom'un başı dönmeye başlıyordu.

Tom was starting to feel dizzy.

Tom'un başı dönmeye başladı.

Tom started to feel dizzy.

Tom'un başı dertte olabilir.

Tom could be in trouble.

Sami'nin başı dertte idi.

Sami was in trouble.

Sami'nin başı dertte değil.

Sami is not in trouble.

Bilgeliğin başı kendini bilmektir.

Knowing yourself is the beginning of all wisdom.

- Fadıl'ın başı bir dondurucuda bulundu.
- Fadıl'ın başı bir buzdolabında bulundu.

Fadil's head was found in a freezer.

Tom'un sık sık başı ağrır.

Tom often has headaches.

Tom'un başı nasıl derde girdi?

How did Tom get into that mess?

Tom'un başı çok belada mı?

Is Tom in a lot of trouble?

Tom'un mali olarak başı dertteydi.

Tom was in trouble financially.

Belli ki Tom'un başı dertte.

Tom is obviously in trouble.

Tom'n başı dertte, değil mi?

Tom is in trouble, isn't he?

Tom başı dertteymiş gibi görünmüyordu.

Tom didn't sound as if he was in trouble.

Yine Tom'un başı dertte mi?

Is Tom in trouble again?

Tom'un başı beladaysa Mary bilir.

If Tom were in trouble, Mary would know.

Tom başı belada gibi görünüyor.

Tom seems to be in trouble.

Tom başı bir tür belada.

Tom is in some kind of trouble.

Tom'un başı dertte gibi görünüyor.

It sounds like Tom is in trouble.

- Onun sorunları var.
- Başı belada.

- He is in trouble.
- He's in trouble.

O, başı ağrıyor gibi görünüyor.

She appears to have a headache.

Sevgilisinin yasa ile başı dertte.

Her boyfriend is in trouble with the law.

Dan ve Linda'nın başı dertte.

Dan and Linda are in trouble.

Penis başı genellikle çok duyarlıdır.

The glans of the penis is generally very sensitive.

Tom ve Mary'nin başı belada.

Tom and Mary are in trouble.

Polislerle başı hep derde giriyordu.

He was always getting in trouble with the Old Bill.

Tom' un ateşten başı dönüyordu.

Tom felt dizzy from the heat.

Tom başı ile selam veriyor.

Tom is nodding.

Tom sözleşmesini başı ile onayladı.

Tom nodded his agreement.

Tom'un hiç başı derde girmedi.

Tom has never been in trouble.

Pasaportunu kaybettiğinden onun başı dertteydi.

She was in trouble because she lost her passport.

Penisinin başı kemerin dışına taşıyor.

The head of your penis is sticking out of your belt.

Tom'un sözlü tacizle başı belada.

Tom has trouble dealing with verbal abuse.

Tom'un başı büyük belada olabilir.

Tom could be in real trouble.

Bu yüzden Tom'un başı belada.

This is why Tom is in trouble.

İngilizce okuyunca Rafael'in başı dönüyor.

Reading English makes Rafael dizzy.

Onun yine başı belada mı?

Is he in trouble again?