Translation of "Büyüdüler" in English

0.007 sec.

Examples of using "Büyüdüler" in a sentence and their english translations:

Onlar yoksulluk içinde büyüdüler.

They grew up in poverty.

Ve kendi içeriklerini yaparak büyüdüler.

and then grown into doing their own originals.

Tom ve Mary birlikte büyüdüler.

Tom and Mary grew up together.

Tom ve Mary yakın büyüdüler.

Tom and Mary grew closer.

Sami ve Leyla Kahire'de büyüdüler.

Sami and Layla raised in Cairo.

Sami ve Leyla birlikte büyüdüler.

Sami and Layla grew up together.

Büyükbabamın kuşağındaki birçok insan çiftliklerde büyüdüler.

Many people in my grandfather's generation grew up on farms.

Tom ve erkek kardeşleri Boston bölgesinde büyüdüler.

Tom and his brothers grew up in the Boston area.

- Sami'yle Leyla aynı mahallede büyüdüler.
- Sami'yle Leyla aynı mahallede büyüdü.

Sami and Layla grew up in the same neighborhood.

Biz onların dükkanının bir başarısızlık olduğunu düşündük, fakat şimdi, zor günleri atlattılar ve hatta büyüdüler.

We thought their shop was a failure, but now they've gotten out from under and even expanded.