Translation of "Kardeşleri" in English

0.133 sec.

Examples of using "Kardeşleri" in a sentence and their english translations:

O, kardeşleri kadar sıkı çalışır.

She works as hard as her siblings.

Onlar Tom'un erkek kardeşleri mi?

Are they Tom's brothers?

Tom'un erkek kardeşleri hâlâ gözaltında.

Tom's brothers are still in custody.

Onun erkek kardeşleri var mı?

Does he have any brothers?

Onun erkek kardeşleri, kız kardeşleri ya da kendisi babalarını karşılamak için istasyona gitmeli.

His brothers, sisters or he himself is to go to the station to meet their father.

Tom ve John, Mary'nin erkek kardeşleri.

Tom and John are Mary's brothers.

Tom ve erkek kardeşleri çok yakındır.

Tom and his brothers are extremely close.

Tom'un kız kardeşleri ne iş yapıyor?

What do Tom's sisters do?

Tom, üçünüzün onun erkek kardeşleri olduğunu söylüyor.

- Tom says that the three of you are his brothers.
- Tom says the three of you are his brothers.

İkiz Jackson kardeşleri birbirinden ayırt etmek imkânsız.

It's impossible to tell the Jackson twins apart.

Tom'un tüm erkek kardeşleri hala Boston'da mı?

Are all of Tom's brothers still in Boston?

Tom ve erkek kardeşleri Boston bölgesinde büyüdüler.

Tom and his brothers grew up in the Boston area.

O ve kız kardeşleri şu anda Tokyo'da yaşıyor.

He and his sisters are currently living in Tokyo.

Tom'un hiç erkek veya kız kardeşleri var mı?

Does Tom have any brothers or sisters?

- Hiçbirimizin erkek kardeşi yok.
- Hiçbirimizin erkek kardeşleri yok.

None of us have brothers.

Tom dayı ve John dayı annemin erkek kardeşleri.

Uncle Tom and Uncle John are my mother's brothers.

Mary ve Alice sıklıkla kız kardeşleri ile karıştırılırlar.

Mary and Alice are often mistaken for sisters.

Onun küçük erkek kardeşleri için büyük bir sevgisi var.

She has a great affection for her little brothers.

Tom, annesi ve kardeşleri ile birlikte ön bahçede oynuyor.

Tom is playing in the front yard with his mother and siblings.

Hem o hem de onun kız kardeşleri partiye davet edilirler.

Both he and his sister are invited to the party.

Tom aynı babası, büyükbabaları ve kardeşleri gibi bir sakala sahip.

Tom has a beard just like his father, grandfathers and brothers do.

Sadece o değil fakat aynı zamanda onun kız kardeşleri de sinemaya gitti.

Not only he but also his sisters went to the movies.

O eski giysilerini erkek kardeşleri için eve gönderdi ve ailesine de para gönderdi.

He sent his old clothes home for his brothers, and sent his family money, too.

Sadece işçiler değil; karıları, kız kardeşleri, anneleri ve dört yaşından büyük kızları da acımasızca istismar ediliyor.

Not only the workers, but also their wives, sisters, mothers, and daughters older than four are being cruelly exploited.