Translation of "Azaltıyor" in English

Ama acıyı azaltıyor.

but it does help to take the edge off the pain

Doktor faturaları birikimlerimizi gerçekten azaltıyor.

Doctors' bills really cut into our savings.

- Bu seçenekleri daraltıyor.
- Bu olasılıkları azaltıyor.

That narrows things down.

Bu, öğrenme, ezberleme ve dikkat süreçlerini azaltıyor;

and it decreases learning, memory and attention processes

Hayal edebileceğiniz gibi, bu ülkenin fırsatlarını azaltıyor.

As you can imagine, this is hurting this country’s opportunities.

Bu beni iyi hissettiriyor ve iş yükümü de azaltıyor.

That makes me feel good, and also lessens my workload.

çok özel bir yer buldum. Çünkü orman, dalgaların etkisini azaltıyor.

that is protected with a big piece of kelp forest, 'cause the forest itself actually dampens the swell.