Translation of "Aracılığıyla" in English

0.007 sec.

Examples of using "Aracılığıyla" in a sentence and their english translations:

Aracılığıyla başvurmak zorundalardı.

like Chase and Bank of America.

Başka bir kampanya aracılığıyla;

through another campaign entity

Biz Tom aracılığıyla alamadık.

We haven't been able to get through to Tom.

Ortak arkadaş aracılığıyla tanıştık.

We met through a mutual friend.

Pentagon, risk sermayesi şirketi aracılığıyla

The Pentagon, through its venture capital firm,

Bu etkileşimler hormonlarımız aracılığıyla gerçekleşiyor.

These interactions are mediated by our hormones.

Kan, kan damarları aracılığıyla akar.

Blood flows through blood vessels.

Tom, bir tercüman aracılığıyla konuştu.

Tom spoke through an interpreter.

Ancak nörobilim aracılığıyla anlaşılması olası,

but it is potentially penetrable with neuroscience,

Sen tamamen ödevlerin aracılığıyla mısın?

Are you completely through with your homework?

Titreşimler aracılığıyla şeklini ve boyutunu kestirebilir.

Through vibration, she can judge size and speed.

Biz bir tercüman aracılığıyla iletişim kurarız.

We communicate through an interpreter.

Tom, Mary'nin aracılığıyla John'la temas kurdu.

Tom contacted John through Mary.

Leyla, Sami'yi arkadaşlarından biri aracılığıyla tanıyordu.

Layla knew Sami through one of her friends.

Huzurları bozulunca kimyasal reaksiyon aracılığıyla ışık üretiyorlar.

When disturbed, they produce light via a chemical reaction.

Tom aracılığıyla almak için elimden geleni yaptım.

I tried my best to get through to Tom.

Biz ortak bir arkadaş aracılığıyla Boston'da buluştuk.

We met in Boston through a mutual friend.

Biz ortak bir arkadaş aracılığıyla Boston'da tanıştık.

We met through a mutual friend in Boston.

Bağlantıların aracılığıyla ona bir iş bulabilmen gerek.

With your connections, you should be able to find a job for him.

Ancak simülatör aracılığıyla daha çok riske tabi tutulduklarında

However, the more they were exposed to the risks through the simulator,

Benim için düşünceleri sözcükler aracılığıyla ifade etmek zordur.

It's hard for me to express ideas through words.

Sami, Leyla ile Leyla'nın kız kardeşi aracılığıyla tanıştı.

Sami met Layla through his sister.

Onun yerine tuzak tellerinden oluşan ağları aracılığıyla yoklar dünyayı.

Instead, she feels her world through a network of trip wires.

Kurduğum vakıf aracılığıyla para topluyor ve Thame Okulu'nu destekliyorum.

I have raised funds through my own foundation and have been supporting Thame School.

Üniversitedeki son yılımda, ortak bir arkadaş aracılığıyla Tom'la tanıştım.

In my senior year of college, I met Tom through a mutual friend.

Sami çevrimiçi bir buluşma hizmeti aracılığıyla Leyla ile tanıştı.

Sami met Layla through an online dating service.

Tom ve Mary, online bir dating web sitesi aracılığıyla tanıştılar.

Tom and Mary met through an online dating website.

Maria yatalaktı. Dışarıdaki dünyayla tek irtibatı televizyon yayınları aracılığıyla oluyordu.

Maria was bedridden. The only contact she had with the outside world was via the TV broadcasts.

Yahudi (ırkından) olanlarla olmayanlar arasındaki ayrım İsa aracılığıyla yok edilmiştir.

The difference between Gentiles and Jews was erased through Jesus Christ.

Bu yüzden, bu hayvana karşı duyulan korku toplum ve kültürler aracılığıyla

So, that gets perpetuated through society and cultures,

Devlet, aracılığıyla da dahil olmak üzere, İsrail'e karşı savaştı terör eylemleri.

state, fought against Israel, including through acts of terrorism.

En kısa sürede işi durdurmak zorunda olduğunu bir SMS aracılığıyla bildirdim.

I reported to him by means of an SMS that he had to stop his work as soon as possible.

Google Haritalar aracılığıyla, dünyanın dört bir yanından insanların bizden haberdar olacağını umuyorum.

Through Google Maps, I am hoping that people all over the world will know about us.

Bunun anlamı, tekstil ürünlerini satmak isterseler, bunun Cibuti Limanı aracılığıyla yapmak zorundalar.

This means, whenever they want to sell their textiles, they have to do so through the Djibouti

Tanrı, Oğlunu dünyayı yargılamak için dünyaya göndermedi; dünya onun aracılığıyla kurtulsun diye gönderdi.

For God sent not his Son into the world to condemn the world; but that the world through him might be saved.

Her şey onun aracılığıyla var oldu ve var olan hiçbir şey onsuz olmadı.

All things were made by him; and without him was not any thing made that was made.

Esperanto iyi bir dildir çünkü farklı ülkelerden gelen insanlar onun aracılığıyla birbirleriyle konuşabilirler.

Esperanto is a good language because people from different countries can use it to talk to each other.